TUZLU SU:
AMONYAK;
Her yeni akvaryumda azot döngüsünün ilk ve en tehlikeli aşaması amonyaktır.Eski bir akvaryumda anormal sayılacak bir durumdur.Ancak bu eski akvaryumlarda oluşmaz anlamına gelmemektedir.Aşırı yemleme,bir anda aşırı canlı yüklemesi,kayaların arasında tespit edilemeyen büyük boy canlı ölümü,ile oluşur.Önemli olan yeni akvaryumlarda döngünün oluşumunu beklemek ve amonyak kontrolü yapmaktır.
NİTRİT;
Azot döngüsünde amonyak ile nitrat arasındaki evredir.Amonyakta olduğu döngüsü oluşmamış akvaryumlarda kontrol edilmesi gerekir.Akvaryumda aşmaması gereken değer 0,01mg/lt olduğu bilinmelidir.
NİTRAT;
Akvaryumda omonyak ve nitrite göre balıklar tarafından daha fazla tolere edilebilir.Ancak bir çok omurgasız ve fosfatla birlikte aşırı istenmeyen yosuna sebeb olur.Akvaryumda aşırı seviyelere ulaşmadan önlem alınmalıdır.Sağlıklı bir deniz akvaryumunda olması gereken değer 10mg/lt kadardır.
FOSFAT;
Akvaryumlara ilk giriş suyu veya fosfat değeri yüksek yemleme ile girer.Yüksek alglerin beslendiği filtreler ve fosfat tutucu kimyasallar yardımı ile sistemden uzaklaştırılabilir.0,06mg/lt değerinin üzerine çıkmaması gerekir.Ancak sıfır değerlerinde tutulması omurgasıslarda renk kaybına yol açar.
SİLİKAT;
Akvaryumumuza genellikle ilk kurulum suyu ile girer.Çeşme suyu kullanımı tavsiye edimez.Buharlaşan suyu tamamlarken silikat içermemesine dikkat edilmelidir.Bunun için reverse osmose suyu kullanmak yerinde olacaktır.Aksi takdirde istenmeyen cyano bakteri ve diyatom oluşumu gerçeleşir.2-3mg/lt değerinin üzerine çıkmamalıdır.Aşırı oluşması durumunda piyasada satılan silikat toplayıcı kimyasallar kullanılabilir.
PH;
Sağlıklı bir deniz akvaryumunda olması gereken değer 8,3’tür ancak yoğun mercan bulunan akvaryumlarda sabah saatlerinde akşama göre daha düşüktür.Fotosentezin etkisiyle ancak akşam saatlerinde 8,3 değerine ulaşır.Akvaryumlarda ph düşme eğilimindedir.Bunun sebebi yeterince yapılmayan su değişimi,efektif,arızalı, çalışmayan ps ,değiştirilmeyen elyaf,akvaryumda biriken aşırı tortu sebeb olabilr.Önceilikle sebebi bularak ortadan kaldırmalı. En son çare olarak piyasada satılan ph yükselticiler kullanılabilir.
KALSİYUM;
Özellikle sert mercanların bulunduğu akvaryumlarda değerin 400-450 mg/lt değerinin altına düşmemesi gerekir.Bunun için hazır satılan kalsiyum katkıları yada kalsiyum reaktörü kullanılabilir.
MAGNEZYUM;
Aşırı kullanıldığında canlılarda anestezik etki yapmaktadır.Kullanmadan önce suyumuzdaki değerini ölçmemiz daha doğru olacaktır.Deniz suyunda 1350mg/lt değerinin üzerine cıkmamalıdır.
STRONSİYUM;
Yoğun sert mercanların bulunduğu akvaryumlarda ve omurgasızlar için sürekli eksik değerin tamamlanması gerekir.Aşırı kullanılması iyotta olduğu kadar promlem yaratmaz.Sert mercanların gelişmini olumlu yönde etkiler.
İYOT;
Omurgasızların ve alglerin beslendiği akvaryumlarda sürekli kontrol edilmesi gereken bir elemettir.0,06mg/lt değerinin üzerine çıkmamalıdır.Akvaryumlarda omurgasızlar kadar tang ve melek balıkları içinde önemlidir
Azot döngüsü;
Tüm organik yaşam ünitelerinde olduğu gibi akvaryumlarda da çeşitli sebeplere bağlı olarak kimyasal oluşumlar ortaya çıkar.Bunların bir kısmı yaşam dengesinin korunması için yarar sağlarken bir kısmı da ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Tatlı su akvaryumlarının aksine tuzlu su (deniz ) akvaryumlarında bakteri kolonilerinin oluşması ve üremesi çok daha önemlidir ve oldukça uzun sürer. Bunun sebebi de tahmin edebileceğiniz gibi tuzlu su bileşiğinin tatlı suya göre çok daha karmaşık bir yapıda olmasındandır.
Yararlı bakteriler için yeterli yerleşim alanı sağlanamaması ve bu bakterilerin yerleşmesi için yeterli zman olmaması durumunda akvaryumun kimyasal dengelerinin kurulması ve oturması çok mümkün olmayacaktır.
Günümüzde akvaryum suyunda oluşan kimyasalları düzenleyici bir çok katkı maddesi ve seviyelerini ölçüp dengelemeye yardım edecek bir çok test piyasada bulunmakta ve bilinçli kullanıldıklarında çok faydalı sonuçlar vermektedirler.
Akvaryumda genel olarak azot dolaşımı(döngüsü)adını verebileceğimiz bu kimyasal hareketlilik nasıl oluşur?
Akvaryumda azotun ortaya çıkması normal ve kaçınılmaz bir dorumdur.Azot akvaryumda farklı yollarla ortaya çıkar.Akvaryumdaki azot içeren atıklar;protein atıkları,amonyak,nitrit, ve nitrattır.
Azot nedir?
Azot, periyodik cetvelde N simgesi ile gösterilen bir element olup atom numarası 7 dir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve inert bir gazdır. Azot, dünya atmosferinin %78’ini oluşturur ve tüm canlı dokularda bulunur. Azot ayrıca, amino asit, amonyak, nitrik asit, ve siyanür gibi önemli bileşikler de oluşturur.
Saf azot, oda sıcaklığında renksiz ve reaktif olmayan bir gazdır. Sıvı azot iyi bilinen bir dondurucudur.Azot adının İngilizcesi olan Natrium sözcüğü, (Latince nitrum, Yunanca (“doğal soda”, “genler”, “şekillenmek” anlamında olan) Nitron dan gelmektedir. Daniel Rutherford 1772’de azotu keşfettiğinde onu zararlı hava veya sabit hava olarak adlandırmıştır. Havanın belli bir oranının yanma olayında yer almadığı, 18. yüzyıl kimyacıları tarafından iyi bilinmekteydi. Azot, yaklaşık aynı tarihlerde Carl Wilhelm Scheele, Henry Cavendish, ve Joseph Priestley tarafından da araştırılmaktaydı. Antoine Lavoisier de azotu, Yunanca αζωτος “cansız” anlamına gelen azote olarak adlandırmıştı. Bu sözcük Fransızcada kullanılır oldu ve sonraları pekçok dile girdi.
Azot bileşikleri orta çağlarda biliniyordu. Simyacılar nitrik asidi aqua fortis olarak biliyorlardı. Altını çözebilen karışım olması dolayısıyla, nitrik asit ve hidroklorik asit karışımı; aqua regia (kral suyu) olarak biliniyordu. Azot bileşiklerinin ilk endüstriyel ve zirai kullanımı; güherçile (sodyum veya potasyum nitrat) ve kısmen de barut yapımı şeklinde oldu. Daha sonraları da gübre ve kimyasal hammadde olarak kullanıldı.
Azot endüstriyel anlamda, sıvı havanın kısmi destilasyonu ile ya da gaz halindeki havadan mekanik olarak (basınçlı ters osmos yöntemi) elde edilir. Azot, hayvan dışkılarının, üre ve ürik asit halinde büyük kısmını oluşturur. Moleküler azot, büyük oranda Satürn’ün Ay’ı Titan’ın atmosferinde bulunur. Ayrıca, yıldızlar arası uzayda da varlığı David Knauth ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalarla saptanmıştır.
Kullanım alanları
[değiştir]
Azot bileşikleri
Moleküler azot, atmosferde reaktif değildir fakat doğada, canlı organizmalar (bakteriler) tarafından biyolojik ve endüstriyel anlamda faydalı bileşiklere dönüştürülür. Endüstriyel anlamda azot ve doğal gaz, Haber prosesi ile amonyağa dönüştürülür. Ammonyak da ya gübre olarak, ya da patlayıcılar gibi başka maddelerin üretiminde (Ostwald prosesi ile nitrik asit üretimi) başlangıç maddesi olarak kullanılır.
Azot tuzları içinde en önemlilerinden biri potasyum nitrat (veya saltpeter: güherçile) olup tarih boyunca barut yapımında kullanılmıştır. Diğer bir tuz da amonyum nitratdır ve gübre olarak kullanılır. Diğer azotlu organik bileşikler nitrogliserin ve trinitrotoluen olup patlayıcı yapımında kullanılırlar. Nitrik asit sıvı yakıtlı füzelerde oksitleyici olarak kullanılır. Hidrazin ve türevleri füze yakıtlarında kullanılır.
Reaksiyonları
Hava ile Reaksiyonu
Azot normal koşullar altında hava ile reaksiyon vermez.
Su ile Reaksiyonu
Azot gazı su ile reaksiyon vermez.
Halojenler ile Reaksiyonu
Azot gazı normal koşullar altında halojenler ile reaksiyon vermez.
Asit ve Baz ile Reaksiyonu
Azot gazı normal koşullar altında asitlerle ve bazlarla reaksiyon vermez.
Akvaryumda bulunan organik atıklar,suda azot oluşumuna ve buna bağlı kirliliğe sebep olur.Bu organik atıklar;yem artıkları,ölü hayvanlar,diğer ölü canlılar(özellikle omurgasızlar ve canlı kayalar),balık dışkıları,çürüyen yosunlar vb.leridir.Bu atıklar, biyolojik reaksiyonla amonyumun amonyağa dönüşmesinden dolayı oluşan proteinler içerir.Nispeten daha az zararlı olan amonyum ile toksik yapıdaki amonyak arasındaki denge ve oranı ise ph değeri belirler. Ph değeri ne kadar yüksek olursa amonyak oluşumu da o kadar hızlı olur.Tatlı sudan farklı olarak,tuzlu suda ph değeri zaten en az 7 civarının üstünde olduğundan,amonyum seviyesinin kontrolünde daha dikkatli davranılması,testlerin düzenli yapılması ve akvaryumun çok iyi gözlenmesi gerekmektedir.
Piyasada bir çok çeşidi bulunan test kitleri sayesinde amonyak konsantrosyonu kontrol edilebilir.Sudaki serbest amonyak seviyesinin belirlenmesi,ideal değerle kıyaslanması ve ph değeri ile karşılaştırılması oldukça kolaydır.İdeal max değer olan 0,2 mg./l’ nin üzerinde bir değere ulaşılırsa suyun bir an önce kısmen değiştirilmesi(%10-20) ve hala gerek varsa ilaç eklenmesi faydalı olacaktır.
Sudaki amonyak “nitrosomanas” adı verilen bakteri tarafından nitrite dönüştürülür.Bu biyolojik işlem kimyasal bir reaksiyon ile sonuçlanır ve azot döngüsünün bir diğer aşamasıdır.Bakterinin bunu yapabilmesi için oksijene ihtiyacı vardır.Sudaki faaliyetlerini oksijen yardımıyla gerçekleştiren bu tür bakterilere “aerobic bakteriler” denir.Bu nlar akvaryumun oksijence zengin yerlerinde yaşarlar.Dip malzemesinin üst yüzeyi,filtre ve canlı kayaların dış yüzeyi ile akvaryuma oksijen katkısı yapan malzemeler temel yaşam alanlarıdır.Yani oksijence zengin su sadece balık ve omurgasızlar değil,gözle görülmeyen canlılar için de önemlidir.
Nitrit;balıklar ve omurgasızlar için yüksek toksisite riski demektir.Nitrit seviyesi de amonyakta olduğu gibi testlerle ölçülüp, 0,3 mg./l üzerindeyse önlem alınır.
Akvaryumdaki standart değerin üzerindeki amonyum,amonyak ve nitrit seviyeleri amonyum ve nitriti yok edici bakteriler içeren biyolojik ilaçlar ile normal seviyelere çekilebilir.
Nitrit de amonyak gibi,akvaryum suyunda bulunan bazı bakteriler ile reaksiyona girer.Nitriti çökerterek nitrat oluşumuna sebep olan bu bakterilere “nitrobacter” denilir.Bunlar da nitrosomanaslar gibi aerobic bakterilerdir.
Nitrat;amonyak ve nitritle kıyaslandığında daha az tokYasak KelimelerYasak KelimelerYasak KelimelerYasak KelimelerYasak KelimelerYasak Kelimeler.Ancak yine de 20 mg./l ‘ yi aşan bir yoğunlukta olması akvaryum yaşamına zarar verir.Ayrıca istenmeyen yosun oluşumuna sebep olur.
Nitrat akvaryumdan uzaklaştırılması gereken bir oluşumdur.Ancak amonyak ve nitritin tersine nitratı yok edecek bakteriler oksijenin az olduğu bölgelerde yaşayan “unaerobic bakteri”lerdir.Zira bu işlem ancak az oksijen olan yerlerde gerçekleşebilir.Bu bakteriler nitrat bileşiğinden oksijeni alırlar.Bu unaerobic döngü sonucunda ortaya akvaryum suyu ile reaksiyonu olmayan zararsız azot gazı çıkar.Ve buharlaşarak havaya karışır.
Bu döngünün sağlanmasında en önemli faktör bakteriler olduğu için biyolojik filtrasyon deniz akvaryumu için çok önemlidir.Bu yüzden de deniz akvaryumu için en ideal filtrasyon olarak bio-filtre(sump) sistemler öne çıkmaktadır.Diğer filtre çeşitleri ve sistemleri uzun vadede bu döngü için gerekli bakteri kolonileri için de yetersiz kalacaktır.
Deniz akvaryumu için ideal değerler ve su kontrolü listesi
karbonat sertliği (kh)8-10 Dkh
ph değeri 8,0-8,5
kalsiyum 400-450 mg./l
amonyak max.0,2 mg./l
nitrit 0
nitrat max.20 mg./l
demir 0,05 mg./l
fosfat max.0,1 mg./l
tuz yoğunluğu 1022-1025
Deniz Akvaryumları Suyu Hakkında Detaylı Bilgiler;
Reef akvaryumlarına girerken bu ilk sayımızda diğer akvaryum çeşitlerini de yakından ilgilendiren pH nedir onu tanımlayacağız. Reef akvaryumu konusuna neden böyle bir giriş yaptığımızı merak edenler için açıklamamız gereken pH daki dalgalanmalar her ne kadar her türlü balık için tehlikeli olsa da invertebralar için çok daha tehlikelidir. Reef akvaryumlarında suyun kalitesi çok daha önemlidir. Bu nedenle bu ilk yazımızda pH ın ne olduğunu öğrenerek başlıyoruz.
Bir çok akvaryumsever pH a dikkat eder ama ne olduğunu tam olarak bilmez. Reef akvaryumlarında en önemli konu olan su kalitesinde pH ilk sıradadır.
Evet öyleyse suyun molekül yapısı ile başlayalım. Su molekülü iki hidrojen ve bir oksijenden oluşur. Bu molekül iki küçük parçacığa ayrılma eğilimindedir. Bunlardan biri hidrojen (+) iyonu diğeri ise hidroksil (-) iyonudur. Su molekülü hidrojen iyonu (H+) ve hidroksil iyonu (OH-) ayrışır. Bunları toplarsanız 2 hidrojen bir oksijen ortaya çıkar bu birleşimde suya eşittir. Hidrojen ve hidroksil iyonları eşit orandaki su 7 olarak değerlendirilir ve bu da nötr olarak adlandırılır. 7 nin altındaki her değer asidik, üstündeki her değer ise alkali olarak adlandırılır. pH ın anlamını bilmek ve nasıl oluştuğunu anlamak önemlidir. Doğadaki pH değerlerine gelince Meksika sahillerindeki gel-git havuzlarında 8,9 değerlerine kadar yükselmektedir. Deniz akvaryumlarında ise 7,4 ile 8,7 aralığındadır. Kapalı sistem deniz akvaryumlarında kabul edilebilecek değer 7,9-8,4 arasında olup ideal ölçüm 8,1-8,4 aralığındadır. Akvaryumda bakacağımız canlıların milyonlarca yıldır bu değerler arasında yaşamaya alıştıklarını aklımızda bulundurmalıyız. Meksika sahillerindeki gel-git havzalarında yaşayan bazı canlılar çok sıcak ve çok yüksek pH derecelerine uyum sağlamışlardır. Ama bu akvaryumda bulunduracağımız türlerin bir çoğu için geçerli değildir. Bu durumda çok düşük ya da çok yüksek pH değerleri akvaryumda bulunacak canlılar için stres kaynağı olabilecek tehlikededir. pH gün içerisinde yükselirken gece de düşüş gösterecektir. Buradaki aralık çok önemlidir. Eğer olması gerekenden farklı olarak bu aralığı aşağı ya da yukarı aşıyorsa bunun sebebini araştırmamız gerekiyordur.
Balık dışkıları, yenmemiş yemler, ölü balıklar ve bitkiler gibi çürüyen maddeler bir çeşit asit ortaya çıkarırlar. Asit de sistemdeki pH dengeleyen maddeleri ( bikarbonat, karbonat, ve bor gibi ) azaltır. Bununla birlikte akvaryumda fotosentezi ateşleyen inorganik karbon ihtiyacı sonucunda ortaya çıkan yosunlar (algler) ve pH ta düşme yaşanır. pH üstünde olumlu etkisi olan iki madde vardır. Bunlardan biri bor, diğeri de suni bikarbonat formundaki karbondur. Suni karbon suya havadan karışan ya da bitki ve canlıların soluk almalarıyla oluşan karbondioksittir. Suni karbon moleküler olarak balık dışkılarının çözünmesi ile ortaya çıkan gerçek karbondan daha çok olduğundan deniz suyunda çözünmemiş metaller ve bor ile reaksiyona girerek suni bikarbonatı oluşturur. Deniz suyundaki inorganik karbonun büyük bir bölümü bikarbonat, bir miktarı da karbonat formundadır.
Gece süresince bitkilerin ve hayvanların soluk almasıyla ekstra karbondioksit açığa çıkar ve bu süre zarfında pH düşer. Sabahın ilk saatlerinde pH en düşük seviyededir. Gün içinde ve özellikle ışığın yoğun olduğu saatlerde pH yükselmektedir. Çünki bu sırada fotosentez ile karbondioksit emilerek oksijen açığa çıkmaktadır. Sabah erken saatlerdeki ölçümde görülen 7,9 kabul edilebilir seviyedir. İlerleyen saatlerde pH 8,0 ve yukarısına doğru çıkma eğiliminde olacaktır. Çoğunlukla pH’ın 8,0 yukarısında olması suni karbonun (karbondioksit) bikarbonata çevriliyor olmasındandır. 8,0’ın altında ise karbondioksit karbonik asite dönüşmekte ve pH düşmektedir.
Piyasada değişik markalarda birçok pH test kiti satılmaktadır. Hepsi temel olarak aynı sistemi kullanır. İyi okuyabildiğiniz ve 0,1 kademeli göstergeye sahip olanları seçmenizi tavsiye ediyoruz. Testlerinizi haftada bir gün sabah erken ve akvaryumunuz 1 – 2 saat yoğun ışık aldıktan sonra öğlen saatlerinde olmak üzere iki kere yapmanız en uygun olacaktır. Kendi akvaryumunuzun pH testini mutlaka evde kendiniz yapın, suyu alıp akvaryumcuya götürmek doğru sonuç vermeyecektir. Suyu akvaryumdan alır almaz testinizi yapın su beklerse sonuç doğru olmayacaktır.
pH’ı doğru değerlere getirmenin iki yolu vardır. Birincisi suya dengeleyici kimyasal maddeler katmak ikincisi ise sorunu araştırıp ortadan kaldırmaktır. Sebeplere gelince fazla yemleme, gereğinden daha kalabalık bir akvaryum, kirli kum, kirli filtre malzemeleri, gerekli su değişikliklerini yapmama, çökelti oluşması, yetersiz protein skimmer, ölü balık yada bitkiler olabilir. Eğer bu saydıklarımızın hiç biri durumunuza uymuyorsa alkalinliği ölçerek yetersiz tampon maddenin olup olmadığına bakmalısınız . Reef sistemlerinde alkalinlik seviyesi 10 – 12 dKH ya da 3,5 – 4 meq/l olmalıdır.
pH ‘ın acil yükseltilmesi için suya karbonat konulabilir. Karbonat ilavesi pH ‘ı 8,3 seviyesine kadar getirebilir ama bunu yaparken azar azar ilaveler yaparak ölçüm yapmalısınız. pH’ın dengelenmesinin bir kaç gün sürebileceğini unutmayın. Bu nedenle bir kerede çok fazla ilave yapmayın. ½ gr. Karbonat 3,8 litre deniz suyunun pH’ını 0,6 yükseltir. Unutmayın ki akvaryumdaki canlıları, özellikle invertebraları pH şokuna sokmak çok basittir. İnvertebralar sudaki pH değişikliğine balıklardan çok daha fazla duyarlıdır.
Kısa süreli olarak pH’ın 8,5 – 8,6 seviyelerine yükselmesi çok zararlı değildir. Bunun sebebi yoğun ışıklandırma sırasında akvaryumunuzdaki alglerin karbondioksit emerek fazlaca oksijen vermesinden kaynaklanabilir. 8,6’nın üstü eğer kalıcı olursa risklidir. Suya karbondioksit enjekte etmek yüksek pH’I düşürmek için bir çözüm olabilir. Eğer bu sorunu sürekli yaşıyorsanız akvaryumunuzdaki algleri temizlemek gerekir. Piyasada pH değerine göre suya karbondioksit enjekte eden sistemler satılmaktadır. |