İki yıl önce kurulan ve on avukat üyeden oluşan İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ile birlikte uzun süredir ortaklaşa bir çalışma yürütüyor. Amaçları 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nu değiştirmek. Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat, sebebini şöyle açıklıyor: “Şimdiki haliyle bir hayvana işkence yapılmasını ya da öldürülmesini, dışarıya çöp atmak ya da kapalı alanda sigara içmek kabahatleriyle eşdeğer tutuyor. Yani bir hayvana zarar veren kişinin mahkemeye bile çıkmadan cüzi bir ücret ödemesi, cezasını çekmesine yetiyor.”

Baro, İVHO ve HAYTAP yasanın Kabahatler Kanunu üstünden işlemesini değiştirmek için bir sürü dış yayın biriktirdi, Türkiye’deki hukuki vakaları analiz etti ve kulis yaptı. Yurtdışında hayvanlara eziyet edenlere verilen ceza örneklerinin, hayvan kaçakçılığı vakalarının, Bekir Coşkun ve Sait Faik gibi yazarların hayvan haklarına dikkat çeken yazılarının, Prof. Sevil Atasoy, Prof. İsmet Sungurbey gibi bilim insanlarının analizlerinin yer aldığı bir kitap yayınladılar: Hayvan Haklarına Hukuki Yaklaşım. Kulis faaliyetinin bir parçası olarak bu kitabı Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Yargıtay üyeleri, gazeteciler, hakimler ve savcılara gönderdiler. Fakat daha önce Türkiye’de hayvan haklarıyla ilgili bu kadar kapsamlı hukuki bir çalışma hazırlanmadığı için kitap büyük ilgi gördü.

Komisyon başkanı hayvanlardan özür diliyor

Gücümüz, sokaktaki kedinin gözüne asit dökülmesine yetiyor. Gücümüz, sokaktaki gariban köpeği belediyeye zehirlenmesi için şikayete yetiyor.
Gücümüz, sadece görevini yapmak olan eşeğin gözünü oymaya yetiyor.
Çünkü o gücü kullanmadığımız sürece kendimizi aciz, kudretsiz ve bu toplumda ciddiye alınmayan, aşağılık kompleksi içinde olduğumuzu hissediyoruz.
Onlar ise bizden hálá belki de umutsuz bir şekilde mevcut 5199 sayılı yasaya isyan etmemizi bekliyor. Bu yasaya isyan için Ankara’da olmamızı bekliyorlar.
Onlar adına konuşalım, barınaklardaki dramlarına son verelim diye.
Sevgili canlar, bir hukukçu olarak hepinizden özür diliyorum.
Hepinize yetişemediğimiz için değil, kurtaramadığımız için de değil, can çekişmelerinizi hálá engelleyemediğimiz için de değil.
Sadece hálá hiçbir makamı, hiçbir yetkiliyi, hiç kimseyi ikna edemediğimizden.
Özür diliyorum….özür diliyorum..özür diliyorum..
Paylaş