[Sesonline] Hayvan koruma örgütleri ve hayvan hakları savunucularınca içeriğinin uygun olmadığı, caydırıcılık içermediği sürekli dile getirilen ve eksikli, kusurlu mevcut haliyle bile yeterince uygulanmayan 5199 sayılı “Hayvanları Koruma yasası” bu kez TBMM’ye verilen kapsamlı değişiklik teklifi ile yeniden gündemde.

Yaptırımları Kabahatler Hukuku’na endeksli olan 5199 sayılı Yasa bu kez AKP Eskişehir Milletvekili Nedim Öztürk tarafından kapsamlı bir değişikliğe tabi tutularak TBMM’ne verildi. Verdiği değişiklik teklifi yaşam savunucularınca önemsenen Nedim Öztürk; çalışmasıyla ilgili değerlendirmeyi ve teklifinin gerekçesini, Sesonline.net’e açıkladı. Yasanın adının da “Hayvan Haklarını Koruma Kanunu” olarak değiştirilmesini öngören Öztürk’ün değerlendirmesi ve yasa değişikliği üzerine yapılan çeşitli açıklamalar şöyle:

AKP Eskişehir Milletvekili Nedim Öztürk TBMM’ye verdiği 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Yasası” değikiklik teklifi üzerine yasayı değişikliğe tabi tutma gerekçesini Sesonline.net’e şu cümlelerle ifade etti:

“Hayvanlara yapılan kötü muamele ve cezaların etkisiz kalması nedeniyle, toplum vicdanın bu yasanın çıktığı zamandan beri yaralandığı bir gerçektir. Oldukça iyi niyetle hazırlanmış olan mevcut 5199 sayılı yasa, günümüz koşulları da göz önüne alındığında belli konularda yetersiz kalmaktadır. Kanunun, her şeyden önce adının değiştirilmesi gerekmektedir. Çünkü, asıl olan, tüm canlıların, hukuken “haklarının” olduğunu kabul etmektir. Hak, hukuk düzeni tarafından korunan menfaat demektir.

Yasanın özü savunmasız tüm canlıların doğasından kaynaklanan yaşamsal, bedensel ve özgürlük haklarının korunarak yasal teminat altına alınmasıdır. Bu sebeple yasanın adındaki koruma ifadesinin korunması, yasanın adına hayvan hakları ifadesi eklenmesi yasanın tüm ruhunu yansıtacak bir ada sahip olmasını sağlayacaktır.

Öncelikle hayvanların yaşam hakları yasada kendisini bulmalı, bu hakkı tanımlaması ve yasanın adının da “Hayvan Haklarını Koruma Kanunu”şeklinde yeniden düzenlenmelidir. Hak olmadan hukukun tesis edilmesinin imkânsızlığı göz önüne alındığında asıl olanın tüm canlıların yaşamdan kaynaklanan doğal hakları olduğunun da kabul edilmesi gerçeğidir. Tüm kanunun ruhu, her bir maddeye ve düşünülen gerekçeye nüfuz ettirilmelidir. Aslında bu değişiklik ile hayvan hakları konusunda reform niteliğindeki “zihniyet değişikliğinin” de ilk adımı da atılmış olacaktır. Zaten 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’te UNESCO binasında kabul edilen beyannanme, HAYVAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ’dir.”

“HAYVANLAR EŞYA YA DA MAL DEĞİLDİR”

“Tabii ki burada bahsedilen hak, insanların sahip olmuş olduğu hak ve fiil ehliyetine yaklaşan ya da onunla eşit olan bir hak değildir. Ancak hayvanların eşya ya da mal olarak kabul edilmediği tüm uluslararası literatürlerde ve doktrinlerde büyük çoğunlukla kabul edilmektedir.

Bütün hayvanların haklarının var olduğunun kabul edilmesi ile kanunu uygulayacak olan merciiler de olaya haklar açısından yaklaşacak ve “hukuken zedelenen bir hakkın korunması” bakış açısı ile, kanun, yorumlanacaktır.

Unutulmaması gereken husus; burada savunulan hakkın, bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı olduğudur. Alman Medeni Kanunu’nun 90. maddesine de eklendiği ve kabul edildiği üzere, “hayvanlar bir eşya ya da mal değildir.”

Bu çalışma ve kanun teklifi ile onların haklarının güvence altına alınması ve yasanın özellikle “Kabahatler Hukuku” kapsamından çıkması amaçlanmaktadır…”

ESKİŞEHİR’DEN AYTEN TUTKUN: “ÇOK SEVİNDİM, ESKİŞEHİR VEKİLİ İLE GURUR DUYDUM”

Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin geçen dönem başkanlığını yürüten, Eskişehir’in tanınmış Hayvan korumacılarından Ayten Tutkun hem yasa değişikliğinin içeriğine, hem de teklifin kendi kentlerinden bir Milletvekili’nce verilmesinden çok memnun olduğunu ifade ederek Sesonline.net’e şu açıklamayı yaptı:

“Eskişehir Milletvekilimiz Nedim Öztürk’le 4 Ekim 2007 imza kampanyamız sırasında ayaküstü görüşmemizde hayvan hakları ihlallerinin, kabahatler kanunundan çıkarılması gerektiğini örnekleriyle anlattığımda çok ilgi göstermiş, broşür ve dergilerimizi mutlaka okuyacağını ifade ederek almıştı. 5199 sayılı yasanın değiştirilmesi için, hedefimizin 5 milyon 199 bin imza olduğunu, tamamlandığında meclise ileteceğimizi ve destek olmasını istediğimde ‘’söz ilk imzayı ben atacağım’’ demişti. Açıkça ifade edersem bazı siyasetçilerimizin genel tavırlarını bildiğimden çok ümidim yoktu.
Sözünde durmakla kalmayıp, bilfiil hazırlayıcısı olarak Sn. Nedim Öztürk beni utandırdı. Ama ben, utandığımdan dolayı çok mutlu oldum. Hayvanları Koruma Yasası değişiklik teklifinin Eskişehir Milletvekili Nedim Öztürk tarafından verildiğini Sesonline.net’ten öğrendiğimde mutluluğum iki kat arttı. Haberde yer alan yasa değişiklik teklifininin içeriğini okuduğumda ise çok yerinde ve nitelikli olduğu görmekten ayrıca çok mutlu oldum. Eskişehir’de Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyesinin hayvan korumacılar ile işbirliğine girerek örnek çalışmasından sonra, yasa değişikliği teklifinin de Eskişehir’li bir milletvekilinden gelmesi benim için gurur kaynağı olmuştur. Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin de artık bu konuya el atmasını bekliyorum…”

YALÇIN ERGÜNDOĞAN: “DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ İLE HAYVANLARIN DA HAKLARININ OLDUĞU TESCİL EDİLİYOR…”

Dünya Yalnız Bizim Değil (DYBD) Platformu kurucusu ve sözcüsü, tanınmış, doğa ve hayvan hakları savunucusu, gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan da TBMM’ye verilen yasa değişiklik teklifini önemli bir girişim olarak değerlendirenlerden. Ergündoğan; “Meclis’e verilen yasa değişikliği teklifinin en başta, hayvanların da ‘hakları’ olduğunu kabul, teslim ve tescil etmesi bakımından, başlı başına önemli bir girişimdir. Yasa değişikliğinin uluslararası alanda kabul görmüş en ileri metin olan, “Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi”ne -bildirgenin lian edilişinin 30. yılında- atıf yapması da çok önemlidir. Bir iktidar partisi milletvekili tarafından TBMM başkanlığına sunulması ise ayrıca çok anlamlıdır” dedi.

Yalçın Ergündoğan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sürekli yazıyor ve her fırsatta vurguluyorum. Hayvanların ne çıkarlarını savunacak ‘sendikaları’, ne haklarını koruyacak avukatları’, ne de ‘oy hakları’ var. Bu nedenle de görev tamamiyle duyarlı insanlara, yaşam savunucularına düşüyor. En ‘akıllı’, en ‘zeki’ tür olduğunu ileri süren ‘insan türünün’, kendi varlığının, türünün devamlılığının korunabilmesinin, diğer türlerin yaşam haklarını sürdürebilmesinden geçtiğini kavrayabilmesi gerekir artık. İnsan türü, bencilliği ve kibirliliğini bırakabildiği ölçüde yaşam daha güzel ve anlamlı olacak. Unutmayalım! Hayvanların merhamete, acınmaya, korunmaya değil, haklarının tanınmasına ve saygı gösterilmeye ihtiyacı var… Türkiye’den, TBMM’den böylesi bir duyarlılığın yankılanabilmesi, pek çok olumsuz gelişmenin yanında çok sevindirici. Katkı verenlere teşekkür ediyorum…”

HAYTAP:”SESİNİ VE ÇIĞLIĞINI DUYURAMAYAN CANLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR GELİŞME”

HAYTAP, Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat da Yasa değişiklik teklifi üzerine bir açıklama yaparak

“5199 SAYILI yasanın kabahatler kanunu kapsamından çıkması ve ceza kanunu kapsamına alınması gibi bir takım önemli diğer değişiklikler ile ilgili teklif AKP grubundan da geçerek TBMM Başkanlığına sunuldu. CHP’den sonra iktidar partisinin de tamamıyla bu teklife sahip çıkması hayvan hakları savunucuları ve tüm sesini ve çığlığını duyuramayan canlar için önemli bir gelişme oldu” dedi. Şenpolat açıklamasını şöyle sürdürdü: “Eğer yasa değiştirilebilirse bir çok ‘katile’ mahkeme ve savcılık yolu açılmış olacak. Dünyadan ayrılmadan önce yaşadıklarını ifade eden o bakışlar, su içmek için dereye inerken taşlanmalar, gözleri oyulan bir eşek ya da insan hırsı gereği asit dökülen ayağı kesilen bir kedinin ızdırabının bedelini insanoğlu, ödemesi gerektiğini bilecek…”

HAYTAP Yürütme Kurulu üyesi ve Adana DOHAYKO sözcüsü Nesrin Çıtırık’ın değişik teklifinin Meclis’e verilmesi üzerine yaptığı açıklama şöyle:

“5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kununu’na ilişkin İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası ve HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu’nca hazırlanan yasa değişikliği teklifimizin dikkate alınmış olması çok sevindirici. Erzurum’dan Edirne’ye, Kars’a kadar bu uğurda mücadele eden bildik ve bilmedik tüm hayvan korumacıların, hayvan hakları savunucularının desteği ve katkıları ile, sevgileri ile kilometre taşları bir bir geçiliyor. Uzun yıllar öncesinden bu uğurda mücadele eden isimleri bile unutulmuş insanların taş üstüne taş koymaları ile gelinen bu nokta çok önemli. Daha uzun bir yol var, biraz daha emek ve sevgi gerekecek, ama ilerliyoruz.

Sayın milletvekilimiz Nedim Öztürk’e çok teşekkür ediyor, tüm milletvekillerinden de teklifin yasalaşması için destek bekliyoruz…”

Paylaş