Tür Adı: Ancistrus dolichopterus
Sinonim: Hypostoma punctatum,
Familyası: Loricariidae
Habitat: Amazon Nehri, Güney Amerika
Maksimum büyüklük: Erkeler 13 cm, dişiler 8-9 cm.
Su Özellikleri: Sıcaklık 23-27ºC, pH 6,5 – 8.0.
Davranış Özellikleri: Kendi türlerine karşı agresif.
Beslenme: Omnivor(hem bitkisel, hem etçil)
Minimum Tank Hacmi: 100 litre
Bulan Kişi ve Tarih: Kner, 1854
Ancistrus Dolichopterus ya da ülkemizde bilinen adıyla söylersek Cüce Vatoz, 3-4 yıldan bu yana yaygınlaşarak birçok akvaristin tanklarında boy göstermeye başlayan küçük boydaki bir vatoz türüdür. En belirgin özellikleri; yetişkin erkeklerin burunları üzerinde çıkan dikensi oluşumlar ile kahverengi/siyah gövdeleri üzerine beyaz noktacıklarla bezenmiş görünümleridir. Diğer pleco(vatoz) türlerine göre daha küçük yapıları ve iyi bir yosun yiyici olmaları nedeniyle tercih edilen bir balık haline gelmişlerdir. İlk görülmeye başladıklarında yüksek fiyatlarla alıcı bulan cüce vatozlar, şu anda hobicilerin yaptıkları üretim nedeniyle piyasada daha fazla bulunmakta ve çok uygun fiyatlarla satılmaktadır. Yakın zamanda ülkemize gelmeye başlayan albino varyasyonları da yaygınlaşmaya başlamış ve hobicilerin beğenerek besledikleri balıklar arasına girmiştir.
Cüce vatozlar, geniş pH aralığında yaşayıp üreyebilmeleri nedeniyle, farklı su özelliklerine sahip tanklarda birçok barışçıl balık türü ile uyumlu bir şekilde yaşayabilmektedir. Tanganyika, Malawi ve Amerikan tanklarında barışçıl balıklarla birlikte bakılabilirler. Yosun yiyici balıklar arasında, vücut yapıları ve renkleri nedeniyle en popüler balıklar arasındadırlar. Yuvalarını kayalarla oluşturulan mağaralarda yapmaktadırlar. Diğer vatoz türleri gibi cüce vatozlar da, genelde gündüz pek ortada görünmezler, geceleri daha çok aktiftirler.
Beslenme:
Cüce vatozlar, omnivor beslenme özelliğine sahip balıklardır. Yani hem bitkisel ve hem de protein ağırlıklı yemlerle beslenirler. Ağırlığın bitkisel yemlerde olması gerekir, yoksa sindirim sorunları yaşanabilir. Akvaryumda her türlü balık yemini severek tüketirler. Yalnız, vereceğiniz yemlerin mutlaka tabana inmesini sağlamanız gerekir. Zaman zaman vereceğiniz haşlanmış ıspanak, haşlanmış havuç veya çiğ olarak vereceğiniz salatalık onlar için iyi bir öğün olacaktır. Ancak, verdiğiniz bu yemleri bir günden fazla tank içinde bırakmayın, artıklarını ertesi gün dip çekerek temizleyin.
Foto: http://www.scotcat.com
Cinsiyet Ayrımı:
Küçük yavrularda cinsiyet ayrımı hayli zor olmakla birlikte, erişkin hale geldiklerinde bu ayrım daha kolay yapılmaktadır.
Erkekler: Erişkin erkeklerin belirgin özelliği, kafalarının ön kısmında dikensi uzantıların bulunmasıdır. Erkeklerin gövdeleri daha geniş ve uzundur, kafaları da daha kalındır. Gözleri ise birbirinden daha ayrık dururlar. Aşağıdaki çizimde ilki erkek, ikincisi ise dişidir.
Foto: http://www.zooclub.ru/
Dişiler: Dişilerin kafalarında erkeklerde olduğu gibi dikensi uzantılar görülmez ya da çok az ve küçük boyda olabilir. Gövdeleri ve kafa yapıları daha incedir. Gözlerinin arası erkeklere göre daha yakındır.
Üreme:
Cüce vatoz erkekleri çok eşli(poligami)dir. Aynı tank içinde birden fazla dişi ile çiftleşip yavru yapabilirler. Bu türlerin üremedeki en önemli özelliği; yumurtalara erkek cüce vatozun bakıp korumasıdır.
Cüce vatozların yumurtlamaları için akvaryumunuzda bulunduracağınız en uygun araçlar; testi, hindistan cevizi kabuğu ile deniz kabuklarıdır.
Erkek cüce vatoz, yumurtlama dönemine kadar yanına yaklaştırmadığı dişilere, yumurtlamadan birkaç gün öncesinden itibaren yuvaya girmesine izin verir. Birkaç gün boyunca süren bu kurlaşma sonrasında dişi, altın sarısı renkteki iri yumurtalarını yuvaya bırakır ve sonra yuvayı terk eder. Dişi, erkeğin belirlediği yuvaya yumurtalarını bıraktıktan sonra bir daha ne yumurtalarla, ne de yavrularla ilgilenmez. Tüm bu işleri erkek cüce vatoz üstlenir. Bundan sonra erkek, yuvanın ağzında durarak hem yumurtaları diğer balıklara karşı korur, hem de yan yüzgeçleri ile sirkülasyon yaparak yumurtaların bol oksijen almasını sağlar. Erkek, kuluçka süresince yuvayı hiç terk etmez.
Foto: Tarık BAKICI
Yavrulardan yumurtaların çıkması 4-5 gün sürer. Yavrular ilk çıktıklarında altın sarısı renktedirler ve karınlarında da yumurta kesesi taşırlar. Birkaç gün sonra siyah renklerini almaya başlarlar. Yavrular çıktıktan sonra da erkek cüce vatoz yavruları korumaya devam eder. Yavruların yuvadan uzaklaşmamasına çalışır. Bulundukları tankta yavrular için tehdit olabilecek balıklar varsa, yavrular yumurtadan çıktıktan sonra, bulundukları yuva ile birlikte aynı su ve ısı özelliklerine sahip, taban malzemesi olmayan başka bir tanka ayırabilirsiniz. Erkeği bir süre daha bu tankta bırakabilirsiniz.
Foto: http://www.drpez.com
Foto: http://www.acquaportal.it
Yumurtadan çıkan yavruları karınlarındaki yumurta kesesi bitene kadar yemlemeyin. Kese kaybolduktan sonra spirulina içerikli tablet yemlerle günde 3-4 kez beslemeye başlayın. Tableti yavru sayısına göre bölerek kullanın. Fazla atacağınız yem suyun bozulmasına ve yavruların ölmesine yol açacaktır. Örneğin, tableti bıçakla 4 parçaya bölerek gün içerisinde verebilirsiniz. İlk iki hafta su değişimi yapmayın. Daha sonra, haftada iki kez dip temizliği yaparak dinlenmiş su ile yüzde 20’lik su değişimleri yapın. Bu, yavruların daha iyi gelişmesini sağlayacaktır. Yavrular bir aylık olduklarında, balıklarınız için kullandığınız yemleri ufalayıp tabana inmesini sağlayarak beslemeye devam edin. Bitkisel yemleri vermeyi ihmal etmeyin. Erişkinler için hazırladığınız haşlanmış ıspanak, havuç ve salatalıktan da vermeye başlayabilirsiniz.
Foto: Tarık BAKICI
Cüce vatoz yavrularını bekleyen en önemli tehlike, beyaz benek hastalığıdır. Bu hastalığın bulaştığı yavru tankında, ne yaparsanız yapın yavruları kurtaramıyorsunuz. O nedenle yavru tankında ısı değişimleri olmamasına dikkat edin. Mutlaka ısıtıcı kullanın ve değişim sularının da tank suyu ile aynı ısıda olmasına dikkat edin. Yavrular 5-6 cm olduklarında cinsiyetleri belirmeye başlar.
Sağlıklı balıklar…
Not: Bazı fotoğraflar çeşitli sitelerden alıntı yapılmıştır. Bunların dışındaki tüm yazı ve fotoğraflar bana aittir, alıntı değildir.
Yazan: Tarık BAKICI