Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nde 2013 yılında kendilerine saldıran leoparı öldürdükleri için yargılanan Kasım Kaplan ve kuzeni Mahmut Kaplan’a ceza verilmesine yer olmadığına karar veren Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Ömer Aykut Özdoğan, gerekçeli kararını açıkladı.
Yargılama sırasında Greenpeace üyesi olduğunu belirten hakim Ömer Aykut Özdoğan, çobanlık yapan sanıkların daha önce leopar görme imkanının bulunmadığına dikkat çekerek, “Hayatlarında görmedikleri yırtıcı bir hayvanla karşılaşan sanıkların kendilerine saldıran hayvanı öldürme dışında başka bir şekilde etkisiz hale getirebileceklerine dair bilgilerinin olmayacağı açıktır” dedi. Hakim kararında, tüm evcil ve vahşi hayvanların yaşam hakkına saygı gösterilmesi ve bunun için yasal düzenlemelerin iyi hale getirilmesi gerektiğini de belirtti.
Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nde 2013 yılında kendilerine saldıran leoparı vurarak öldüren çoban kuzenler Mahmut ve Kasım Kaplan’a ceza vermeyen Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Davanın ilk duruşmasında Greenpeace üyesi olduğunu söyleyen Hakim Ömer Aykut Özdoğan, kararda 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların beraat gerekçesini ayrıntılı olarak açıkladı.
DAHA ÖNCE YARALANDIĞI İÇİN DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ GÖSTERDİ
İnsana saldırmadığı bilinen leoparın daha önce insanlar tarafından yaralanmış olmasının, insanı tehdit olarak görmesine sebep olduğunu belirten hakim Ömer Aykut Özdoğan, hayvanın bu yüzden davranış değişikliği göstererek saldırdığı kanaatine varıldığını kaydetti. Leoparın omurgasında meydana gelen yaralanma sonucunda saldırıyı devam ettirmesinin mümkün olmadığı ve omurundan yaralanan bir canlının hareket kabiliyetinin bulunmayacağı belirtilen kararda, “Leoparın tek yaralanmayla saldırısını sonlandırmasının mümkün olmadığına dair iddialara mahkemece itibar edilmemiştir” ifadeleri kullanıldı.
HAYATLARINDA LEOPAR GÖRMEDİLER
Çobanlık yapan sanıkların daha önce leopar veya benzeri yırtıcı hayvanı görme ve bilgi sahibi olma imkanının bulunmadığı ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Özdoğan, “Hayatlarında görmedikleri yırtıcı bir hayvanla karşılaşan sanıkların kendilerine saldıran hayvanı öldürme dışında başka bir şekilde etkisiz hale getirebileceklerine dair bilgilerinin olmayacağı açıktır. Leopar gibi yırtıcı bir hayvanın, üçüncü kişilerin yardımından uzak yerde saldırısına uğranması durumunda yanında tüfek olan herhangi bir kimse tarafından bu saldırıyı silah kullanarak def etme dışında başka bir imkanın bulunmadığı kanaatine varılmıştır” dedi.
LEOPARIN BAŞINDA VERİLEN POZ
Olayın ilk andan itibaren Türkiye gündemine oturduğu belirtilen gerekçeli kararda, “Sanıkların öldürülen leopar ile verdikleri pozun haber sitelerinde yer aldığı ve bir süre gündemi işgal ettiği göz önüne alındığında, yasadışı avlandığı iddia edilen sanıkların leoparın başında basına poz vermesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Leoparın vücudunda mermi bulunması daha önce insan saldırısına maruz kaldığı şeklinde değerlendirilmiştir. Leoparın daha önce insan ile karşılaştığı ve korkarak saldırmasının mümkün olduğu sonucuna varılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
HAYVAN HAKLARI VURGUSU
Sanıkların başka bir imkanla def edilmesi mümkün olmayan ölümcül saldırıyı sonlandırmak için leoparı öldürdüğünü vurgulayan Özdoğan, “Mahkeme tüm evcil ve vahşi hayvanların yaşam hakkına saygı gösterilmesi, bu konuda yasal düzenlemelerin daha iyi hale getirilmesi görüşünde olmakla birlikte sanıkların herhangi bir ortalama insanın yapabileceği gibi bu saldırıyı def ettikleri sonucuna varmıştır. Mahkeme olayda zorunluluk halinin bulunduğu kanaatiyle sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar vermiştir” dedi.
DOĞA ÖRGÜTLERİNİN DAVAYA KATILMA HAKLARI OLMALI
Hayvanlara karşı işlenen eylemlerin yasalarda ağırlıklı olarak kabahat şeklinde değerlendirildiğini kaydeden Özdoğan, “Ceza Kanunu’nda ise sadece mala zarar vermek suçunun basit hali olarak suç şeklinde düzenlendiği, bu yetersizlik karşısında hayvanları ve doğal hayatı koruma örgütlerinin ve baroların bu tür davalarda kamu davasına katılma haklarının olması gerektiği sonucuna varılmıştır” dedi.
YARGITAY’A TEMYİZ BAŞVURUSU YAPILDI
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu temsilcisi avukat Lider Tanrıkulu kararın ardından Yargıtay’a temyiz başvurusu yaptı. Dilekçesinde sanık savunmasını çürüttüğünü belirtttiği Adli Tıp raporunun karar aşamasında dikkate alınmadığını ifade eden Tanrıkulu şu iddialarda bulundu: “Kasım’ın leopar saldırısı sonucu yaralanmadığı sağlık raporu ile tespit edildiği halde mahkeme raporu dikkate almadan hüküm kurmuştur. Bilirkişi leopar ile ilgili yeterli uzmanlığa sahip değildir. Bilirkişi raporu bilimsel veri ve teknik açıklamalardan uzak olup itirazlar dikkate alınmamıştır. Yaban hayatı uzmanı veya hayvan davranış bilimcisi (zoolog) gibi uzmanların yer alacağı bir heyetle yeniden keşif yapılarak daha bilimsel ve gerçekçi rapor aldırılmamıştır. Hayvanın daha önce silahla yaralanması, sürek avı yapıldığı ve güçsüz hale getirilen hayvanın kolaylıkla avlandığı iddialarımız dikkate alınmamıştır. Yaban hayvanlarının insanlara saldırmayacağına ilişkin itirazımız ve uzman görüşleri dikkate alınmamıştır. Sanıkların zorunlu kaldıkları için hayvanı öldürdükleri gerekçesi hatalıdır. Sürüde o kadar hayvan varken leoparın insana saldırmayacağı ortadadır. Leopar saldırsa dahi sanıkların saldırı esnasında büyük korku ve panik yaşamaları gerekir. Sanıkların ellerinde tüfeklerle ölen hayvanın yanında gülerek fotoğraf çektirmeleri saldırıya uğramadıklarını aksine hayvanı avlayarak öldürmenin verdiği zaferle bu fotoğrafı çektirdiklerini göstermektedir.”