BELEDİYEDEN EVİNE GELİRLER …NE YAPMASI GEREKMEKTEDİR ?
“ Aşağıda biraz espritüel dille yazılmış nasıl davranılması gerektiği ile ilgili hikayemiz eski bir dostumuzdan geldi ve Türkiye’deki yaşanan ve yapılması gereken gerçeği çok güzel göz önüne seriyor..
“ Aşağıdaki biraz espritüel bir dille yazılmış, nasıl davranılması gerektiği ile ilgili hikayemiz eski bir dostumuzdan geldi ve Türkiye’de yaşanan gerçeği ve yapılması gerekenleri çok güzel göz önüne seriyor..
Lütfen idari makamlarla ilişki kurarken bu yazının ruhunu hiç unutmayın…”
Belediyenin aşı karnelerini sorma haricinde bir yetkisi yoktur.. Yetkileri sonsuzmuş gibi davranıyorlar ama dikkatli olun, haklarınızın farkında olduğunu anlasınlar..”Çevre sağlığı” falan diye mesnetsiz savunmalara girerler, hiç polemiğe girmeyin, gerekirse bu forumdaki hukuki dilekçelerden ve mevzuattan da faydalanırsınız.
Fatma Hanımin yapacağı şey su: Zabıta müdürüne, o bölgedeki dernekten aklı başında bir arkadaşla gidecek (sadece 2 kişi gitsinler, 3 kişi oldu mu ters tepki verir…) 1 kilo da baklava alsınlar
“yemekten sonra zabıta arkadaşların ağzı tatlansın diye küçük bir hediye” diye koysunlar müdürün önüne…
Fatma Hanım çıkartsın aşı belgelerini..Kendisinin bir hayırsever olduğunu, Allah rızası için, hayvanlara ve belediyeye yardımcı olmak amacıyla, 10 kadar kediyi (rakam vermeyin..37 falan demeyin), 2 de köpeği aşılatıp kısırlaştırdığını, yakalayabildiği pek çok hayvanı da kısırlaştırıp bıraktığını, her şeyden evvel temizliğe, görüntüye dikkat ettiğini..
Zaten kedinin bir sesi olmayacağının malum olduğunu söylesin..Aralarda “değil mi efendim?” diye, müdürün baş sallamasını sağlayın…Bu manipülasyonda çok önemli taktiktir..
Mesela
“kedilerin sesi zaten çıkmaz..değil mi efendim?”
dediğinizde, müdürü düşündürmüş ve fikrinizi onaylatmış olacaksınız:-)))
Belediyenin bu konuda kendisini destekleyeceğini ve takdir edeceğini zannetmesine rağmen, Ayşe Hanım isimli, kendisiyle ve bütün mahalleyle kişisel sorunları olan , herkese husumet besleyen ve hayvanları bu anlamsız kaprisine alet eden bir hanımın sözüne paye vermesi sonucunda böyle bir moral bozucu durumla karşı karşıya kaldığı için çok üzgün olduğunuzu söyleyin ..
“Ben sizden aferin Fatma Hanım” diyeceğinizi beklerken, bu üzüntü reva midir? Vallahi tansiyonum 20 lere cıktı” falan desin bu noktada…( bu ana kadar hiç yasadan falan bahsetmeyin ve tehdit edici olmayın)
Bu noktada belediye zabıta müdürünün diyeceği sudur:
“Hanımefendi biz, bize gelen her şikayeti değerlendirmek ve gerekeni yapmak zorundayız….Vatandaş şikayet etmiş, geldik, baktık bir sürü hayvan…”
(diyecek ve kendini savunacağı ne varsa bu noktada dökecektir ortaya)
Derin bir nefes alıp ikinci kısma geçiniz…
Elbette ki belediye olarak vatandaşın sorunlarını gidermek için şikayet değerlendirmesi yapmasını takdirle karşıladığınızı, savunma olarak da, belgelerinizle geldiğinizi, tüm asıların tamam olduğunu, çevreyi rahatsız etmemek üzere her turlu tedbiri aldığınızı, temizliğe çok dikkat ettiğinizi söyleyin.
Dernekten arkadaş desin ki:
“Biz zaten dernek olarak Fatma Hanımla hep is birliği içerisindeyiz, temizliğine, ses olmadığına biz şahidiz..O gibi insanlar keşke çoğalsa; bize de topluma da faydalı böyle kişiler”
desin…, kendi müstakil tapulu evinde dışardan taciz ve müdahale yapan , akli melekeleri çok da yerinde olmayan bir Ayşe Hanım yüzünden, bu takdirle karşılanacak ve derneğin, belediyenin en büyük yardımcısı olan Fatma Hanım’ın bu şekilde manen cezalandırılmasının ne akla, ne mantığa, ne vicdana, ne de sayın müdürün adaletine sığmayacağını dernekten gelen arkadaş söylesin..
“Değil mi efendim? Öyle değil mi?”
diye de tasdikletsin.
Son olarak, müdürün bir şey demesine fırsat vermeden,
“Biliyorsunuz yeni çıkan yasaya göre, belediyelere çok yoğun sorumluluklar, yaptırımlar düşüyor (yasadan tabii ki detaylı haberi yoktur)..bu hanim gibiler sizlerin bas yardımcıları olacaklar, sizlerin teşvik etmeniz gerekiyor ki, tüm bu yorgunluk sizlerin omzuna yıkılmasın..Mahalli hayvan gönüllüleri falan bulacaksınız daha..İste size hazır hayvan gönüllüsü, Fatma Hanımla sürekli irtibatta olmanız ve yardımlaşmanız karşılıklı isleri çok kolaylaştıracaktır ve hepimizin amacı insanlığa hizmet, bunu birlikte sağlamış olacağız…Zaten pazar yerinde yatığınız başarıları o kadar takdir ediyoruz ki”
…..diye hemen başka bir konuya atlayın, adamı pohpohlayın, sarılıp öpüşüp ayirilirsiniz..
Ayşe Hanım’a da başını taslara vurmak düşer….
Mahkemeye gitse de tek celse de karar verilmiyor artık kolay kolay..ciddi ciddi bir yıla yakın mahkeme kapılarında bu konuda ciddi ciddi uğraşmaları , avukat tutmaları , harç yatırmaları , bilirkişi ücreti ödemeleri vs vs gerekir…
Bu aşamada iş zabıta müdüründe biter…Bu dediklerim yasanmış yüzlerce tecrübeye dayalı olduğu için..garantilidir:-)
Belediyeye deyin ki ;
“Biz bu hayvanları sokağa salsak…Siz iki misli zor durumda kalacaksınız..”
1) Yasaya aykırı davranıp, hayvanı sokağa attırdığınız için..
2) Hayvan sokakta sizin basınıza sorun olacağı için..
“Bu sebeple de bu kadıncağızı üzmek değil, bir elini bırakıp diğer elini öpmek lazım” desin dernekçi arkadaş..
Derin bir nefes alıp ikinci kısma geçiniz…
Elbette ki belediye olarak vatandaşın sorunlarını gidermek için şikayet değerlendirmesi yapmasını takdirle karşıladığınızı, savunma olarak da, belgelerinizle geldiğinizi, tüm asıların tamam olduğunu, çevreyi rahatsız etmemek üzere her turlu tedbiri aldığınızı, temizliğe çok dikkat ettiğinizi söyleyin.
Dernekten arkadaş desin ki:
“Biz zaten dernek olarak Fatma Hanımla hep is birliği içerisindeyiz, temizliğine ses olmadığına biz şahidiz..O gibi insanlar keşke çoğalsa, bize de topluma da faydalı böyle kişiler”
desin…, kendi müstakil tapulu evinde dışardan taciz ve müdahale yapan , akli melekeleri çok da yerinde olmayan bir Ayşe Hanım yüzünden, bu takdirle karşılanacak ve derneğin, belediyenin en büyük yardımcı olan Fatma Hanımin bu şekilde manen cezalandırılmasının ne akla, ne mantığa, ne vicdana, ne de sayın müdürün adaletine sığmayacağını dernekken gelen arkadaş söylesin..
“Değil mi efendim? Öyle değil mi?”
diye de tasdikletsin.
Son olarak, müdürün bir şey demesine fırsat vermeden,
“Biliyorsunuz yeni çıkan yasaya göre, belediyelere çok yoğun sorumluluklar, yaptırımlar düşüyor (yasadan tabii ki detaylı haberi yoktur)..bu hanim gibiler sizlerin bas yardımcıları olacaklar, s,izlerin teşvik etmeniz gerekiyor ki, tüm bu yorgunluk sizlerin omzuna yıkılmasın..Mahalli hayvan gönüllüleri falan bulacaksınız daha..İste size hazır hayvan gönüllüsü, Fatma Hanımla sürekli irtibatta olmanız ve yardımlaşmanız karşılıklı isleri çok kolaylaştıracaktır ve hepimizin amamca insanlığa hizmet, bunu birlikte sağlamış olacağız,,,Zaten pazar yerinde yatığınız başarıları o kadar takdir ediyoruz ki”
…..diye hemen başka bir konuya atlayın, adamı pohpohlayın, sarılıp öpüşüp ayirilirsiniz..
Ayşe Hanıma da başını taslara vurmak düşer….
Mahkemeye gitse de tek celse de karar verilmiyor artık kolay kolay..ciddi ciddi bir yıla yakın mahkeme kapılarında bu konuda ciddi ciddi uğraşmaları , avukat tutmaları , harç yatırmaları , bilirkişi ücreti ödemeleri vs vs gerekir…
Bu aşamada iş zabıta müdüründen biter…Bu dediklerin yasanmış yüzlerce tecrübeye dayalı olduğu için..garantilidir:-)
Belediyeye diyin ki ;
“Biz bu hayvanları sokağa salsak…Siz iki misli zor durumda kalacaksınız..”
1) Yasaya aykırı davranıp, hayvan,i sokağa attırdığınız için..
2) Hayvan sokakta sizin basınıza sorun olacağı için..
“Bu sebeple de bu kadıncağızı üzmek değil, bir elini bırakıp diğer elini öpmek lazım” desin dernekçi arkadaş..