T. B. M. M.
TUTANAK D.
106 ncı Birleşim
24 Haziran 2004 Perşembe
Açılma Saati: 17.03
·

BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Mevlüt AKGÜN (Karaman), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Dahiliye Memurları Kanunu, İl İdaresi Kanunu, İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlayacağız.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
6. – Dahiliye Memurları Kanunu, İl İdaresi Kanunu, İçişleri Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/802) (S. Sayısı:461)
BAŞKAN – Komisyon?.. Yok.
Hükümet?.. Yok.
Ertelenmiştir.

Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ile İçişleri ve Çevre Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.
7. – Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ile İçişleri ve Çevre Komisyonları Raporları (1/323) (S. Sayısı: 446) (x)
BAŞKAN – Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 446 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman toplantılara katıldığı halde, sıra sayısının 14 üncü sayfasında yer alan Çevre Alt Komisyonu raporunun imza sirkülerinde adı ve imzası sehven yer almamıştır. Durum, tutanaklara düzeltilmiş haliyle geçirilecektir.
Bilgilerinize sunuyorum.
Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına,·Sinop Milletvekili Sayın Cahit Can; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar.)
Süreniz 20 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA CAHİT CAN (Sinop) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı üzerinde AK· Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada, geçmişten günümüze gelen insan ve hayvan ilişkilerinin ahlakî kurallara dayandırılması ve bunun sonucu da, hayvanların yaşamsal hakları, dolayısıyla bunların çevre değerlerine katkısı üzerinde konuşacağız.
·····························
merhamet_kedi_160X60(x) 446 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Artık, dünya, toplumsal ahlak ve vicdanî açıdan, hayvan varlığının korunmasına, yaşama hakları öğesini de eklemiş ve tabiî bir süreç olarak, hayvan korunmasına bu unsuru da· yerleştirmiştir.
Dünya ve Avrupa, havanların korunması yolunda önemli mesafeler alırken, geçmişi bu konuda çeşitli örneklerle dolu milletimizin geride kalması düşünülemez. Özellikle,büyük Atatürk, sahipsiz hayvanları korumak üzere, hayvanları asla öldürtmeden, Hayvanları Koruma Cemiyetine teslim ettirmiş ve bunların bakımını yaptırdıktan sonra, isteyenlere dağıtılmasını sağlamıştır.
Geçmişte, atalarımız, gerek Selçuklu ve gerekse Osmanlı döneminde, hayvanlara büyük bir şefkat ve sevgi göstermişler, hayvanlar yararına birçok vakıflar kurdurmuşlardır; yaşlı hayvanların ömürlerini tamamlayabilmeleri için büyük otlaklar vakfetmişler, göçmen kuşların göçlerini kolaylaştırmak için vakıflar kurmuşlardır; cami, medrese ve konakların cephelerine, sanat eseri niteliğinde, kuş evleri eklemişlerdir.
Tüm sorunların çözümünde olduğu gibi, hayvanların korunması bakımından temel çözümün yolu eğitimden geçmektedir; ancak, bu süreç tamamlanıncaya kadar bazı yapısal çalışmaları da yapmak sorumluluğundayız. Her ne kadar insanımızın yüksek duygularını hesaba katsak bile, bazı hususlar sadece insan vicdanına bırakılmamalıdır. Psikolojik bozukluklar, ekonomik güçsüzlükler ve daha birçok nedenden dolayı, her millette olduğu gibi, suça yönelen insanlarımızın da varlığını hesaba katarak, bu alanda caydırıcı uygulamalara yer vermek zaruretimiz vardır.
Diğer yandan, öncelikle binek hayvanlarımız olmak üzere tüm hayvanların korunması için, insanlıkdışı kötü muamele hallerinde koruyucu önlemler ve cezaî müeyyideler getirilmelidir. Ancak, daha anlamlısı, hayvan kıyımında müşahede anlamına gelen yasal boşluğun doldurulması, çağdaş uygarlık düzeyinde yol alan ülkemiz insanları için başlıbaşına önem taşımaktadır.
Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak, doğada yaşayan tüm hayvanların yaşamlarını güvence altına almak, korumak ve bu alandaki boşluğu gidermek üzere, Çevre ve Orman Bakanlığınca, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı hazırlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, kanun tasarısı, hayvan yaşama haklarının korunması konusunda önemli yenilikler getirecektir. Tasarıda, bütün hayvanların eşit doğduğu ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahip oldukları kabul edilmiştir. Bundan hareketle, tasarıda, kesim hayvanlarının da usulüne uygun ve onlara en az acı verecek bir şekilde kesimi öngörülmektedir.
Bir hayvan türünün soyunu yok edecek her türlü müdahale ve hayvanların bilimsel olmayan deneylerde kullanılması yasaklanmıştır. Deney hayvanlarının gerek ithalat ve ihracatı ve gerekse deneyleri izne tabi olup, bilimadamlarından kurulu bir kurul vasıtasıyla -etik kurul- deneyler için izin alınacaktır.
Söz konusu tasarımızda, hayvanlara kasıtlı olarak zarar vermek, 16 yaşından küçüklere teslim etmek ve satmak yasaklanmıştır. Ülkemizde, Pitbull ve Terrier gibi tehlike arz eden hayvanların üretilmesi, sahiplendirilmesi, ülkemize giriş-çıkışı, reklamı, sergilenmesi ve hediye edilmesi de yasaklanmıştır.
Tasarıyla, bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu, en yakın veteriner hekime ya da tedavi ünitelerine götürmek zorundadır.··
Tasarıda, eğitici yayınlar ve hayvanat bahçeleriyle ilgili düzenlemeler de yer almıştır.
Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, söz konusu kanun hükümlerine uyulmaması durumunda devreye girecek olan cezaî hükümleri de ayrıntılı bir şekilde düzenlemektedir.
Değerli milletvekilleri, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan kanun tasarısı, hayvanları korumanın ve toplu kıyım niteliğindeki itlafın önlenebilmesi bakımından önemli tedbirler getirmektedir. İtlafın önlenebilmesi açısından temel şart, kısırlaştırmadır. Bu nedenle, tasarıda, hayvanların, kısırlaştırma, aşılama, sahiplendirme gibi yollarla kontrol altına alınması öngörülmekte olup, bu görevlerin yürütülmesinde belediyelere de önemli sorumluluklar verilmektedir.
Tasarıda önemle ele alınan bölüm, sahipsiz hayvanlarla ilgili olan bölümdür. Bu bölümde, tüm hayvan varlığımızın korunmasına ve belli bir plan çerçevesinde, sistemli olarak popülasyonun kontrol altına alınmasına da hizmet edecek planlamaları içeren hükümler yer almaktadır.
Değerli milletvekilleri, hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlere yönelik olarak, her ilde, valinin başkanlığında, il hayvan koruma kurulları oluşturulacaktır. Sahipsiz hayvanların korunmasını sağlamak amacıyla, yerel hayvan koruma görevlileri de görevlendirilmiştir.
İnsan haklarının henüz istenildiği ölçüde yerleşmediği ülkemizde hayvan haklarından söz etmenin doğru olmadığını düşünenler olabilir; ancak, sorunların çözümlenmesinin ve yanlışların düzeltilmesinin temelinde, insanların ahlakî normlarda birleşmesi ve insanlığın yükselen değerlerinde buluşması yatmaktadır. Bunun sağlanmasıyla ilgili her girişimi desteklemenin, sorunların çözümü açısından büyük önemi vardır.
Bugün burada görüşülerek kabul edilecek olan bu kanunun etkili uygulanabilmesi bakımından, ilgili kurum ve kuruluşların, bilhassa yerel yönetimler ve gönüllü kuruluşlar ile hayvanseverlerin, şimdiden, büyük bir çaba içerisine girmesi gerekmektedir.
Bugün burada toplantıya katılan herkesin, tarihî ve insanî bir görevle konunun sahibi olacağı ve kamuoyunda gereken etkinliği yaratacağı inancıyla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN· – Teşekkür ediyorum Sayın Can.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına,·Burdur Milletvekili Sayın Ramazan Kerim Özkan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

 

bendemerakettimCHP GRUBU ADINA RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, bugün Ankara ve İstanbul’da meydana gelen terör amaçlı patlamalarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine başsağlığı diliyorum. Ülkemizin bu tür olumsuzluklardan bir an önce kurtulmasını, huzur ve güvenin sağlanmasını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini bildirmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, yaşadığımız çevremizde, sokağımızda, evlerimizin yakınlarında, hatta kimi zamanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi Kampusu içerisinde dahi hemen her gün görmeye alıştığımız ve çoğu zaman hiç ilgimizi bile çekmeyen sahipsiz kedi ve köpeklerin ne denli bir çevre kirliliği yarattığı hepimizce malumdur. Çoğu parklarda ve piknik alanlarında çimlerin üzerinde oturmak mümkün olmamaktadır. Evcil hayvan sahiplerini de duyarlılığa davet ediyorum. Ayrıca, sahipleri tarafından sokağa bırakılan ve alışkın olduğu ev ortamının dışında zor koşullarda yaşamaya terk edilmiş ev hayvanlarının korunmaları, gözetilmeleri ve bakımlarıyla ilgili düzenlemeleri de içeren bu kanun tasarısını Grubum adına desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Yine, bu kanun tasarısının hazırlanmasında emeği geçen Çevre Komisyonu ve İçişleri Komisyonunda görevli değerli arkadaşlarıma da teşekkürlerimi sunuyorum.
Mükemmel insan, öncelikle insan hak ve özgürlüklerine saygılı olan, çevre ve doğasına ve aynı zamanda yaşamakta olduğu evreni kendisiyle paylaşan diğer canlılara da saygılı olan insandır. Bu nedenledir ki, bu yasanın çıkması, insanın kendisine ve çevresine olan sevgi ve saygısı açısından son derece önemlidir; ayrıca, önce insanı, önce ahlakı hâkim kılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi metni, Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından 1977 Eylülünde Londra’da kabul edilmiş ve Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi Ekim 1978’de ilan edilmiştir. Bu bildirge, Avrupa Birliği ülkeleri arasında “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi” olarak kabul edilmiş ve Avrupa Birliği üye ülkeleri kriterleri arasında yer almıştır. Avrupa Birliğine tam üyelik beklentisi içerisinde olan ülkemizde de bu sözleşme imzalanmış ve Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu sözleşme çerçevesince, Çevre Bakanlığınca hazırlanan ve şu anda görüşülmekte olan Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, hayvanların korunması ve yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu tasarının amacı, başta evcil hayvanlar olmak üzere tüm hayvanların insan ve doğa kaynaklı mağduriyetlerinin önlenmesini, gözetilmesini, bakımlarını, kötü muameleden uzak tutulmalarını, üremelerini, canlarının ve sağlıklarının korunmasını sağlamaktır.
Değerli arkadaşlarım, önce de belirttiğim gibi, doğal yaşamın korunması adına birçok yönden olumlu ve ileriye yönelik olarak gerçekleştirilecek çok değerli bir yatırım olarak gördüğümüz bu kanun tasarısını Grup olarak da destekliyoruz. Ancak, şu da var ki, tasarı hazırlanırken birtakım gerçekler gözden kaçmış ve ilgili sivil toplum örgütlerinin ve gönüllü kuruluşların görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Bunu önergelerle sizlere sunacağız. Çünkü, sokak hayvanları sorununun ana kaynağı, sahipli ev ve bahçe hayvanlarının kontrolsüz bir biçimde üreyerek yavrularının sokağa atılmasıdır. Bunun yanında, sorumsuz kişiler, sahip oldukları ev hayvanlarını da çoğu zaman sokağa bırakmaktadır. Kısırlaştırılmamış bir hayvan sokağa bırakıldığında, sürekli olarak üremektedir. Barınaklarda ve sokaklarda bulunan hayvanların yarısını, atılmış, terk edilmiş ve sokaklarda üremiş ev hayvanları oluşturmaktadır.
2011_kay_billbordTasarı incelendiğinde, 4 üncü maddenin (k) bendinde, ev hayvanlarının kısırlaştırılmalarının sadece teşvik edildiği görülmektedir. Oysa, sokak hayvanı sorununun ana kaynağını, evinden sokağa atılan ev hayvanları veya evde doğurtulup bakılamayan ev hayvanı yavrularının sokağa bırakılması oluşturmaktadır. Sokağa atılmış kısır olmayan ev hayvanları, sokaktaki mevcut hayvanlarla sürekli olarak çiftleşmektedir. Kısırlaştırılmamış bir çift köpek -bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum- beş yılda 60 000 başıboş sokak köpeğine dönüşmektedir. Bu gerçekten çok ciddî ve ürkütücü bir tablodur ve sokaklarımız, maalesef, her geçen yıl milyonlarca başıboş sokak hayvanıyla dolmakta ve bu da, hem çevre kirliliği oluşturmakta hem de insan ve hayvan sağlığı açısından ciddî tehditler oluşturmaktadır. Değerli arkadaşlarım, bu nedenle, ev hayvanlarına, mutlak suretle, kısırlaştırma mecburiyeti getirmek zorundayız.
Daha önce, bir milletvekilinin, kendi köpeklerinin mürüvvetlerini görme isteği üzerine iptal edilen ev hayvanlarındaki kısırlaştırma zorunluluğu, ne yazık ki, son derece yanlış bir karar olmuştur. Barınaklar, sokağa atılan cins köpeklerle doludur şu anda. Eğer, herkes köpeğinin mürüvvetini görme mutluluğunu yaşarsa, bizler, barınaklara atılan milyonlarca hayvanın acısını yaşamaya devam edeceğiz.
Eğer, ev hayvanlarını kısırlaştırma zorunluluğu getirilmezse, kedi ve köpeğinden yavru almak isteyen insanlara karşı, en azından, ciddî bir maddî yaptırımın uygulanması zorunluluğu getirilmesinin gerektiğini düşünüyorum.
Bunu söylediğimizde, Avrupa ülkelerinde kısırlaştırma olmaması emsal gösterilmektedir; ancak, ne var ki, Avrupa ülkelerinde insanlar, ev hayvanlarını sokağa attıkları zaman bir kanunî yükümlülük altına girmektedirler; ev hayvanlarıyla ilgili kuruluşların yetkilileri tarafından sürekli olarak denetim altında tutulmaktadırlar.
Ev hayvanlarında kısırlaştırma zorunluluğu, hem sokak hayvanı sorununun çözümüne katkıda bulunacak hem de bu çaresiz hayvanların kontrolsüzce üreyip sokaklarda vahşete uğramasını engelleyecektir. Dolayısıyla, ev hayvanlarını kısırlaştırma zorunluluğu getirilmeden sokak hayvanı sorunu çözülemez ve çözülmeyecektir.
Değerli arkadaşlarım, çok önemli bir diğer husus ise, tasarının 31 inci maddesinde, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu hükümlerinin saklı olmasının tasarıda yer almasıdır.
Hayvanları Koruma Yasası Tasarısı, zaten, bu 3285 sayılı Yasadan kaynaklanan sorunları çözmeye çalışıyor. İlgili yasanın 119 uncu maddesi (f) bendinde “kuduz hastalığına yakalanmış veya hastalıktan şüphelenilen bir köpek müşahede yerinden kaçar ve bulunmaz ise, o mıntıkanın 10 kilometre çevresindeki sahipsiz ve başıboş köpekler öldürülür ve imha edilir” denilmektedir. Bu da, düpedüz bir katliama sebep olmaktadır.
Yine belediyeler, bu yasadaki bazı hükümleri kullanarak, binlerce köpeği bir günde itlaf edebilmektedirler. Eğer bu yasa gerçekten hayvanları koruyacaksa, 3285 sayılı Yasanın saklı hükümlerinin içerisinde yer almaması gerekmektedir.
gumruk_kacak_afis2011Ayrıca, Türkiye’ye, özellikle Doğu Avrupa ülkelerinden, çoğu valizler içerisinde yarısı yolda ölen köpekler kaçak olarak sokulmaktadır ve bununla ilgili hiçbir yaptırım yoktur. İthalat ise, kontrolsüz olarak yapılmaktadır. Barınaklarımız ağzına kadar doluyken, kedi, köpek ithalatının devam etmesi de son derece yanlış bir uygulamadır. Bu nedenle, hayvan ithalatının hemen yasaklanması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, Hayvanları Koruma Kanunu deyince aklımıza sadece sahipsiz ve başıboş kedi ve köpekler gelmemelidir. Bugün, etinden, sütünden, yumurtasından yararlandığımız hayvanlarımız da bu koruma kapsamındadır. Bugün, her birimizin seçildiği il ve ilçe merkezlerinde hayvan pazarları kurulmaktadır. Birkaçı hariç, yurttaki sayıları 100’leri bulan bu hayvan pazarları, açlık, susuzluk, hastalık ve kötü muamelelerin hâkim olduğu bir toplama kampı niteliğindedir. Bu nedenle, hayvan pazar ve panayırları, çağın şartlarına uygun, Avrupa Birliği normlarına uygun olarak yeniden düzenlenmeli ve düzenlenmeleri mümkün olmayanlar ise kapatılmalıdır.
Değerli arkadaşlarım, nüfusunun yarısına yakınının tarım ve hayvancılıkla uğraştığı bir ülkede yaşıyoruz. Ancak, ne yazık ki, bu sektörün gayri safî millî hâsıladaki payı yüzde 10 bile değildir. Hayvan yetiştiricisi, bırakın hayvancılıktan para kazanmayı, günlük geçimini dahi sağlayamamaktadır; kızını gelin etmek, oğlunu askere yollamak için, damızlık hayvanını dahi, gözü yaşlı, pazara götürmektedir.
Değerli milletvekilleri, bulunduğunuz bölgelerdeki hayvan pazarlarına gittiğinizde, elinde yularından tuttuğu hayvanını satmak için pazarın bir köşesinde bekleyen gözü yaşlı bir nineyi veya dedeyi, eğer hayvanlarını satarsa bu paradan okul harçlığı almayı ümit eden minicik çocukları görebilirsiniz.
Değerli arkadaşlarım, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısıyla birlikte hayvancılıkla uğraşan bu yetiştiricilerimizi de bir korumaya almamızın zamanı gelmedi mi?! Eğer bunu yapamazsak, yakın bir gelecekte, bırakın hayvancılık yapacak yetiştiriciyi, yetiştirilecek hayvanı bile bulamayacağız. Bugün, yurdumuzun birçok köşesindeki hayvan yetiştiricileri, kendi boğazından, yakacağından, giyeceğinden keserek hayvanını doyurmaya çalışıyor; kendisi, eşi, çocukları, parasızlıktan belki yıllardır bir doktor kapısı çalmamışken, hayvanının en basit rahatsızlığında bile veteriner hekime koşuyor. Onlar, sahip oldukları ve tek gelir kaynağı hayvanlarını, bu yasa tasarısından çok daha önceleri de koruyorlardı ve korumaya da devam edecekler. Onların, hayvanlarını korumak için bu yasa tasarısına hiç ihtiyaçları yok; yalnızca, kendileri korunmaya muhtaçtır. Onlar, bizlerden çok fazla bir şey istemiyorlar; sadece, ürünlerinin para etmesini istiyorlar; alınterlerinin, emeklerinin para etmesini istiyorlar.
Değerli arkadaşlarım, bugün, hayvancılıkta, devlet tarafından uygulanan desteklemeler tamamen yetersizdir. Geçtiğimiz günlerde uygulanmaya başlanılan, 190 kilogramı geçen karkas ağırlığının beher kilosu için verilen 1 000 000 liralık desteklemeden ise, sadece, besi amaçlı işletmecilik yapan ve kültür ırkı hayvan yetiştiren besiciler yararlanmaktadır. Anadolu’da zor şartlarda yetiştirilen yerli ırklarımızın karkas ağırlığının 190 kiloya ulaşması zaten mümkün olmadığı için, fakir ve gerçekten ihtiyaç sahibi yetiştiricilerimiz, bu desteklemeden yararlanamamışlardır. Bizim görüşümüz, bu tip desteklemelerde, yerli ve kültür ırkları için farklı standartlar belirlenmesi ve desteklemenin buna göre daha adil bir şekilde yapılmasıydı.
Şimdi, yetiştiricilerimiz, elleri koynunda, yeni yapılacak desteklemeleri -günübirlik iyileştirmeleri değil- ürünlerine verilecek olan destekleri, yardımları, teşvikleri beklemektedir.
Tasarının 4 üncü maddesi (a) bendinde “bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir” denilmektedir. Bu nedenle, ev hayvanları dışında, ülkemize ekonomik getiri sağlayan ve birçok kişinin geçim kaynağı olan küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarımızın da koruma altına alınması gerekmiyor mu! O hayvanları yaşatan ve bir maddî değer olarak ülke ekonomisine katkı sağlayan yetiştiricilerimizin de bu yaşama hakkına sahip olması gerekmiyor mu! Bunun için, daha neyi bekleyeceğiz; hayvancılığımızın yok olmasını mı ya da yetiştiricilerimizin, üreticiliği bırakıp büyükşehirlere göç ederek tüketici olmasını mı!
Değerli arkadaşlarım, yetiştiricilerimiz, bugün, ekonomik sıkıntılar nedeniyle, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, kasaplık hayvanını erken kesime götürmekte, kuzusunu, artan yem ve işletme masrafları nedeniyle, 15-20 kilogram canlı ağırlığa ulaşmadan kestirmek zorunda kalmaktadır. Bugün, marketlerde ve kasap reyonlarında körpecik kuzu karkaslarını görünce içiniz burkulmuyor mu?! Yapılan birçok projeye rağmen, erken kuzu ve dana kesiminin önüne geçilemedi; bu da bir katliam değil midir? Bunu önlemek için, özellikle küçükbaş hayvan yetiştiricilerimizin ciddî anlamda desteklenmesi gerekmektedir.
Diğer önemli bir konu ise, kurban bayramında yaşanan katliam ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesidir. Gerçi, son yıllarda, belediyelerimizce uygulanan bazı zabıtaî tedbirlerle olumlu bir gelişme sağlanmıştır; ancak, bu, halen yeterli değildir. Bu konuyla ilgili cezaî yaptırımlar artırılmalı ve mutlak suretle uygulanmalıdır. Avrupa Birliğine girme çabası içerisinde olan bir Türkiye’de, artık, kurban bayramlarında cadde ve sokaklarda kovalanan, yakalanan ve ev önlerinde kesilen hayvan manzaralarına tanık olmak istemiyoruz. İki komşunun, iki akrabanın, ortak kestikleri kurbanın etini paylaşırken yaşadıkları kavgaları, ölümle biten olayları, artık, bu ülkede yaşamak istemiyoruz. Bu konuda, mezbahalarımız, adaletli, hijyen kesimi başarmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizdeki tüm hayvanların bu koruma kapsamında olması, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak en büyük dileğimizdir. Sağlıklı ve yaşanır bir çevre için, tüm insanların bu kanun kapsamında üzerlerine düşen görevleri yapması gerekmektedir.
avucicimutluluk2 [800x600]Değerli arkadaşlarım, yasaları yapıyoruz, Avrupa Birliği uyum yasaları diyoruz. Ben, veteriner hekimim. Hâlâ, ülkemizde, hayvanların bir yerden bir yere taşınması için -sağlıklı taşınması gerekir diyoruz- araçlarımız uygun değil; yeterli suluk, yeterli yemlik, yeterli kalorifer donanımlarına sahip 1 tane TIR’ımız yok.
Zaman zaman Almanya’dan ithalatlarımız oldu; o ülkelerde 35 ineği bir anda taşıyabilen TIR’lar var. Bunlarda yemlikler hazır, suluklar hazır. Biz, hayvanları koruyacağız diyoruz; erzurum’dan Edirne’ye veya Hakkâri’den Ankara’ya taşınan hayvanlar, hâlâ, sağlıksız koşullarda, bir 50 NC’nin üzerinde veya bir kargonun üzerinde, açık arabalarla taşınıyor; hem verim kaybı oluyor hem zayıflama oluyor hem de hayvanların zaman zaman kaymasıyla, travmalara, yaralanmalara, ayaklarının kırılmalarına neden olunuyor. Bu konuda, yasal düzenlemelerimiz hazır; fakat, işadamlarımızın, otomotiv sektörünün, bu konuda hazırlıklarını yapmaları gerekiyor. Bizim hayvanlarımızın da, Avrupa hayvanları gibi, bir şehirden bir başka şehre taşınmalarında rahatlığa ulaşmalarını diliyorum.
Bu duygularla, yaşanır, güzel bir çevre ve mutlu bir Türkiye dileklerimle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Komisyon Başkanı Malatya Milletvekili Sayın Münir Erkal’ın konuşma talebi var.
Buyurun Sayın Erkal. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1995 yılından beri 4 kez Meclisimize sevk edilen, ancak bir türlü kanunlaşamayan Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısını, nihayet bugün Genel Kurulda görüşmeye başlıyoruz. Bu tasarıyı kanunlaştırmanın onurunu ve gururunu hep birlikte paylaşacağız. Bu kanun tasarısı, ülkemizde bugüne kadar düzenlenmemiş bir alanı ilk kez ve yeni olarak düzenleyecektir; yasalaştığı zaman bir kod kanun olacaktır; bu açıdan, fevkalade önemlidir. Bu tasarı, bundan sonra, bu alanda belirleyici konumda olan bir altyapıyı teşkil edecektir.
Değerli arkadaşlar, bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Şimdiye kadar, bu alan, Türkiye’de belirsizdir ve bu konuyla ilgili hiçbir kanunî düzenleme yapılmamıştır. İlkdefa geçireceğimiz bu kanun, bir kod kanun olarak, böyle bir güzelliği Türkiye’nin önüne getirecektir.
dini_el_kusluDeğerli milletvekilleri, yaşadığımız bu güzel dünyada, bütün canlıların hayatlarını koruma ve devam ettirme yönünden birbirleriyle yakın ilişkileri vardır. Bu nedenle, tüm canlıları bir bütün olarak ele almak ve değerlendirmek gerekir. İnsan, ekolojik bir varlıktır ve tüm canlılarla sürekli bir etkileşim içindedir. Bu etkileşimin doğru yapılması, dünya dengelerinin korunması ve sürdürülebilir hale gelmesinde fevkalade önemlidir. Bu etkileşim doğru kurulmadığı içindir ki, dünya dengeleri önemli sıkıntılara gebedir. Bu nedenle, dünya dengelerini korumak, tüm canlılarla, bitki ve hayvanlarla, yani, doğadaki sistemi bilerek, bu dengeyi bozmadan, onlarla beraber hareket etme gereği vardır; bu, doğaya hükmetmek değil, doğanın dengeleriyle ve sistemiyle beraber yürümenin amacıdır.
Bu nedenle, tüm canlılarla ve hayvanlarla ilgili olarak, gerek insanî açıdan gerek dinlerin odak noktasında, onları korumak, himaye etmek tavsiyesi, öğretisi ve emri vardır. Bu hususta, dünyada, İngiltere’de, antik çağda, arenalardaki gösterilerde, fil katliamlarında, Büyük Pompeius’da ve diğer birtakım örneklerde, hayvanlara yapılan yanlış kıyımlar ve maalesef, katliamlar, toplumlar tarafından ciddî şekilde lanetlenmiştir. Ayrıca, bizim inançlarımızda da, yüce dinimizde de, Peygamber Efendimiz döneminde de, bu hususla ilgili olarak, hayvanların korunması, onlara iyi muamele edilmesi noktasında ciddî tavsiyeler ve emirler vardır. Bir örnek olarak vermek istiyorum; mesela, Peygamber Efendimiz, sağım sırasında koyunların memelerinin incinmemesi ve çizilmemesi için sağıcıların tırnaklarını kesmelerini istemiştir; yine, Peygamber Efendimiz, fizikî şiddet bir tarafa, onlara kötü söz söylenilmesini dahi tasvip etmemiş, bu nedenle, bindiği deveye bedduada bulunan bir kadının hayvandan aşağıya indirilmesini istemiştir. Bu anlamda, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının, gerek dinî inançlarımız açısından, gerek insanî açıdan ne kadar geniş bir çerçeveyle ortaya konulduğunu ifade etmek anlamında bunları söylüyorum.
Değerli milletvekilleri, bu yaklaşımlarla, 20 nci Yüzyılın sonlarına gelindiğinde, hayvanları koruma dernekleri ve koruyucu yasalar, dünyanın hemen bütün ülkelerinde yerleşmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda dünyada, toplumsal, ahlakî ve vicdanî açıdan, tüm hayvanların yaşamlarını ve onların, acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı korunmalarını ve onlara kötü muamele edilmesinin önlenmesini güvence altına almak için yapılan uluslararası çabalar da büyük hız kazanmıştır. Bu konuda uluslararası bildirgeler, uluslararası sözleşmeler kabul edilmiş ve ülkeler de kendi içlerinde bunlara paralel kanunlar çıkarıp, uygulamaya başlamıştır.
Geleneklerinde hayvan sevgisi olan, tarihinde, hayvanların korunması için vakıflar kurmuş olan ülkemizde ise hâlâ böyle bir kanunun olmaması büyük bir eksikliktir. Bu önemli eksiklik tasarının yasalaşmasıyla birlikte giderilmiş olacaktır.
Geçmişimize baktığımızda, daha Avrupa’da hayvan haklarının esamisinin okunmadığı günlerde, Osmanlı toplumunda, hayvanları haksız yere öldürmek şöyle dursun, onlara sövmenin, dövmenin ve kaba davranmanın bile yasaklandığını görürüz; bununla ilgili çok ciddî kanunnameler çıkarıldığını görürüz.
Bu hususla ilgili olarak, Doç. Dr. Abdülaziz Bayındır “İslamda Hayvan Hakları” adlı incelemesinde şunları yazmıştır: “Birçok hayır yollarına vakıflar yapmış olan ecdadımız, hayvanların bakım ve beslenmesi için de vakıflarda bulunarak, kendilerine bunca hizmet sunan bu yaratıklara karşı bir kadirşinaslık örneği vermişlerdir. Zayıf hayvanların otlayıp beslenmeleri için meralar ve çayırlar vakfetmişlerdir. Kış aylarında kuşların beslenmesi, hasta ve garip leyleklerin bakım ve tedavisi, hayvanlara gıda ve su verilmesi için vakıflar kurmuşlardır”.
osmanli_kopekler1Osmanlıdaki bu hayvan sevgisi, Osmanlı topraklarına gezi yapan seyyahların anılarında da yer almıştır. Batılı seyyah La Martin, Doğaya Seyahat adlı eserinde, Osmanlıdaki hayvan sevgisini şöyle anlatır: “Bizim memlekette de başıboş bırakılan veya azarlanan bu zavallı hayvanların hepsine şefkat ve merhamet teşmil ederler. Bütün sokaklarda mahalle köpekleri için belli aralıklarla su kovaları sıralanır. Bazı Türkler de, ömürleri boyunca besledikleri kumrular için, öldükten sonra onların hayatlarının devam etmesi için vakıflar tesis edip, kendilerinden sonra da yem verilmesini sağlarlar”.
Değerli milletvekilleri, bütün bu incelemeler bizim medeniyetimizin, kültürümüzün ve insanlığın bu husustaki yaklaşımının örnekleriyle doludur. Ülkemizde ise başıboş hayvanların içinde bulundukları ortam ve gördükleri eziyet, insanlara bulaştırma riski olan hastalıklar, kasaplık hayvanların yetiştirilme ortamları ve kesim yöntemleri, hayvan refahı, doğal ve yaban hayatın korunmasındaki eksiklikler, nesli tükenmekte olan hayvanlar, doğal çevrelerin korunması gibi konular, maalesef, bugüne kadar sorun olmaya devam etmiştir.
Hayvanların korunması, onların, yaşama hakkı, rahat bir yaşam sürmeleri, acı, ıstırap ve eziyet çekmemeleri, ülkemizde ilk kez, bu tasarının yasalaşmasıyla yasal bir güvenceye kavuşacak ve teminat altına alınacaktır. Hayvanlara eziyet, hayvan katliamı, hayvan refahı ve hayvanları koruma düşüncelerine aykırı davranışları ve uygulamaları önlemek, bu tasarının özü ve ruhudur.
Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, Komisyonumuzda yaptığımız detaylı ve uzun süren çalışmaların sonucunda son halini almıştır. Ülkemizde, bu alanda faaliyet gösteren hemen bütün sivil toplum örgütlerinin, veteriner fakültelerinin, veteriner hekimleri odalarının görüşleri alınmış ve bu görüşler de, azamî ölçüde tasarıya yansıtılmaya çalışılmıştır.
Ben, burada, biraz önce CHP Grubu adına konuşan değerli arkadaşıma bir cevap vermek istiyorum. Burada, sivil toplum örgütlerinin bu hususta hiçbir görüşünün alınmadığını söylemiştir. Halbuki, bizimle görüşseydi… Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı çalışmalarıyla ilgili süreçte, bizden randevu isteyen her sivil toplum örgütü bizimle görüşmüştür, bir kere değil, birkaç kez görüşmüştür ve bütün bunların talepleri, gerek e-mail yoluyla gerek faksla gerek bizzat gelerek alınmış, uzmanımız tarafından değerlendirilmiş ve ilgili uzmanların görüşleri alınarak, bu hususta azamî bir temas düzeyi sağlanmıştır; yani, bu hususta bizimle görüşmeyen bir tek örgütün bile olduğunu söyleyemezsiniz.
Ayrıca, önemli bir konu daha söylemek istiyorum. Tasarının kanunlaşması aşamasında bile bazı sivil toplum örgütleri gelmişler, onlarla da özel görüşme yapılarak, tasarının çalışması bittiği ve Genel Kurula indirildiği halde, eğer haklı bir talepleri varsa, bunu, Genel Kurulda, bir önergeyle düzelteceğimiz vaadi de kendilerine verilmiştir. Bu gelişme sürecindeki çalışma metodumuzu değerli arkadaşımızın bilgisine sunmak istiyorum.
Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, öncelikle, hayvanların korunmasıyla ilgili temel ilkeler, uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak, onlarla senkronize bir şekilde, paralel bir şekilde düzenlenmiştir.
Değerli arkadaşlar, başıboş sokak hayvanları sorunu, Türkiye’nin çok önemli bir sorunu. Bugün özellikle büyük şehirlerimizde yaşanan büyük bir sorun olarak herkesin gözü önündedir. Sokak hayvanlarının çoğalmalarının kontrol altına alınması, halk sağlığını korumak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, özellikle sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümüne yönelik olarak, bu hayvanların, yerel yönetimlerce kurulan ve izin verilen hayvan bakımevlerine götürülme zorunluluğu getirilmiştir.
Değerli arkadaşımızın konuşmasında yine bir konu gündeme getirildi “neden kısırlaştırma yapılmıyor da, teşvik esas alınıyor” denildi. Getirdiğimiz tasarının ilk halinde -altkomisyona havale edilen metinde- kısırlaştırma esastı; fakat, daha sonra bazı milletvekili arkadaşlarımızca, bunun yapılmaması konusunda, çok ısrarla, bize, komisyon üyelerine birtakım tavsiyelerde bulunuldu. Bunun üzerine, o arkadaşlarımızın da görüşlerinin bir araya getirilmesi açısından, bir orta yol bulunması gündeme geldi ve dolayısıyla “teşviki esastır” diyerek, güçlendirilme anlamında bir ifade kullanılmıştır. Bunu da bilgilerinize sunmak istiyorum; ama, tasarının ilk hali, kısırlaştırılması esasına göre idi.
Değerli arkadaşlar, yine bu tasarıda önemli bir konu, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan barınak uygulaması kaldırılmıştır. Biliyorsunuz, şu anda da hayvan barınakları, aslında hayvanların barındırıldığı bir yer olmaktan çıkmıştır, onlara çok ciddî problem üreten bir nokta haline gelmiştir. Barınaklarla ilgili sivil toplum örgütleriyle yaptığımız görüşmelerde, onların bu sıkıntıları da tarafımıza iletilmiştir.
Tabiî, bunların yerine ne konulmuştur; yine, tasarımıza koyduğumuz hükümlerle hayvan bakımevleri ve hayvan hastaneleri kurulmaktadır. Sahipsiz hayvanlar bu merkezlerde kısırlaştırılacak, aşılanacak ve gerekli rehabilite işlemleri de yapıldıktan sonra, yine alındıkları ortama bırakılacaktır. Bu suretle, sokak hayvanlarının popülasyonu zaman içinde azalacaktır. Kısırlaştırma işlemi, hayvanların saldırgan karakterini de ortadan kaldıracak ve bu hayvanlar insanlar için tehlike arz eden bir konumdan da çıkarılacaktır.
Tasarıyla, yerel yönetimlere hayvan bakımı ve korunması konusunda eğitim programları düzenleme görevi verilmiştir. Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, bu husustaki en büyük problemlerden birisi, bu bilincin, bu şuurun yaygın bir şekilde topluma hâkim olmamasıdır. O nedenle, gerek yerel yönetimlere gerekse 20 nci maddemiz hükümlerine göre, ulusal medyada birtakım zorunlu programlar getirilerek -özellikle prime time’larda- bir eğitim sistemi ortaya getirilerek, öncelikle insanlara bu bilincin ve bu şuurun aşılanması temel bir esas olarak gündeme getirilmiştir.
Ayrıca, hayvanlara tıbbî ve cerrahi müdahaleler kontrol altında yapılacaktır. Hayvan deneyiyle ilgili etik kurullar kurularak, bu etik kurulların kontrolünde hayvanlarla ilgili deneyler yapılacaktır. Hayvan türünü yok edecek her türlü müdahale yasaklanmıştır. Hayvanların ticaretiyle ilgili, çiftlik hayvanlarıyla ilgili, yabanî hayvanlar, ev ve süs hayvanları için ayrı ayrı düzenlemeler getirilmiştir.
Yine, değerli CHP temsilcisi arkadaşımız, nakliye konusunda, hayvanların taşınması konusunda eksiklik olduğunu söyledi. Halbuki, burada, gerek 10 uncu maddemizin ikinci fıkrasında gerekse 4 üncü maddenin (ı) fıkrasında bu hususla ilgili çok açık hükümler vardır.
Değerli arkadaşlar, biz bu tasarıyı yönetmelik gibi hazırlamıyoruz. Bu tasarının, tekniğinde, fleksibl, esnek bir yapıda hazırlanması tarafımızdan ilke olarak benimsenmiştir. Dolayısıyla, bu nakiller gibi, çiftlik hayvanlarının veya ·diğer hayvanların korunmasıyla ilgili, taşınmasıyla ilgili sistemler yönetmeliklere bırakılarak, küreselleşme gerçekleriyle beraber, gelişen şartlarla beraber, daha esnek ve daha şartlara uygun bir nakil ve taşınma işleminin gerçekleşmesi bu konumda bu kadar açıkça belirtilmemiştir; ama, gerek 10 uncu maddenin ikinci fıkrasında gerek 4/ı maddesinde bu nakil işlemi ve taşınma işleminin,· çok net bir şekilde, hayvanlara, kesinlikle acı, sıkıntı, eziyet etmeyecek şekilde düzenlenmesi temel bir ilke olarak karar altına alınmıştır.
kalbimizin_kuyrugu_2011Değerli arkadaşlar, yine, hayvan dövüşleri yasaklanarak, özellikle, bunların da sadece şiddet içermeyen ve folklorik amaçlı olmak şartıyla ve yine hayvanları koruma kurulundan izin almak şartıyla ancak yapılabileceği bir hükme bağlanmıştır. Böylece, bu tarzda, biliyorsunuz, ölçüyü kaçıran uygulamalar da bir sistem ve kurala bağlanmıştır.
Hayvanların kesilmesiyle ilgili temel ilke ve kurallar belirlenmiştir. Bunlarla ilgili, gerek değerli üyemizin gündeme getirdiği kurban bayramlarındaki kesimlerin gerekse diğer yanlış kesimlerin usulüne daha uygun olarak yapılması için gerekli tüm tedbirler birtakım kurumlara havale edilerek, yönetmelik bazında gündeme getirilmesi temin edilerek, yine, fleksibl bir yapı, esnek bir yapı, şartlara uyum gösteren bir yapı sistemin önüne konulmuştur.
Değerli arkadaşlar, tabiî, burada, il hayvan koruma kurulları önemli bir kurul olarak ortadadır. Bu kurulda, bütün sistemi temsil yeteneğini elimizden geldiği kadar artırmakistedik. Belediye başkanları, veteriner müdürleri, fakülte temsilcileri, bu işle ilgili veteriner odaları sistemin içerisinde yer alıyor ve müşterek bir karar veriliyor.
Yine, burada, özellikle benim teklifimle gündeme gelen bir konu var. Bu il hayvan koruma kurullarının vizyonlu bir çalışma yapmasını arzu etmiştik. Bu tarzda, burada, bu il hayvan koruma kurulları, yıllık, beş yıllık ve on yıllık plan ve proje hazırlayacaklardır. Dolayısıyla, o kentte, bir yıl içerisinde, beş yıl içerisinde ve on yıl içerisinde nasıl bir hayvan popülasyonu oluşacak, nasıl bir yapı oluşacak, ne gibi tedbirler alınacak; bu, önemli bir hedef raporu olarak, bir stratejik plan olarak orada karar altına alınacak. Tabiî, bu dokümantasyon, bu veri tabanı merkezî yönetime iletilerek, merkezî yönetimin de, o kentte, o bölgede, nasıl karar alacakları konusunda, onlar için çok ciddî bir doküman altyapısı oluşturacaktır. Dolayısıyla, bu, vizyonlu, uzun vadeli bir çalışma olarak gündeme gelmiştir.
Değerli arkadaşlar, tabiî, biliyorsunuz, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda hükümetimizin, kamu yönetimi reformu kapsamında ciddî teklifleri var. Burada, yine, yerel yönetimlere, bu sistem içerisinde büyük ölçüde yetki verilerek, bunların kaydı, hayvan hastanesi kurulması, yerel yönetimler ile diğer kurumların bir koordinasyon içinde çalışması bir karar altına alınarak, yerel yönetimlere de çok ciddî işlemler yapma yükümlülüğü getirilmiştir.
Ayrıca, sadece bu işlerde vakıf konusu gündeme gelerek, gerçek ve tüzelkişilerin, hayvanlarımıza dönük hibe ve yardım yapma potansiyelinin de yok edilmemesi için, gerek yerel yönetimlere, gerek merkezî yönetimlere, gerçek ve tüzelkişilere destek verme yükümlülüğü getirilmiştir. Böylece, toplumdaki sivil inisiyatifin, sivil potansiyelin, bu şekilde açığa çıkarılması hedeflenmiştir.
uzerine_vazife_islerAyrıca, bana göre, gönüllülük kavramı çok önemli bir kavram. Dünyanın geleceği, sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesine, artı, gönüllülük ruhuyla yapılan işlere, gönüllü kuruluşların güçlenmesine doğru gitmektedir. Bir ülkede, sivil toplum ne kadar güçlüyse ve bununla beraber gönüllü kuruluşlar -ki, bu, şimdi, dünyada tartışılan bir kavramdır; sivil toplum kuruluşundan daha güçlü olduğu söylenilmektedir- ne kadar güçlüyse, o toplumun otokontrol sisteminin daha sağlıklı, düzenli ve hatasız çalışacağı aşikârdır. Bu anlamda, bu tasarıda, gönüllü olarak yerel hayvan koruma görevlileri oluşturulmuştur. Böylece, gönüllülük kavramı da gündeme getirilmiş ve hükümetimizin, insanımızla bütünleşme noktasında, insanımızın potansiyelini, ilgisini, alakasını, heyecanını merkezî yönetimle bütünleştirme noktasında bana göre çok önemli bir desteği veya yaklaşımı da, burada hayata geçirilmiş olmaktadır.
Değerli arkadaşlar, demin söyledim, radyo – televizyon yayınları, eğitim artırılacaktır; hayvanat bahçelerine bir yükümlülük ve sistem getirilmiştir; ev ve süs hayvanlarının ticaretinin yapılması ve ülkeye sokulması izne tabi hale getirilmiştir; hayvan satış işlemleri yapanlara, kesinlikle sertifika alma yükümlülüğü getirilmiştir; yani, bir eğitim altyapısı olması lazım o hayvanları koruması ve satabilmesi için.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, tasarı, bu anlamda, esas itibariyle hayvan sağlığı ve refahını ilgilendirmekle birlikte, bu konu, doğrudan genel halk sağlığını ilgilendirmektedir, gıda güvenliğini ilgilendirmektedir; bu nedenle, insanımız açısından ve kendi kültür ve medeniyetimiz açısından da büyük önem arz etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu çerçevede, bu strüktürle, bu alanda düzenleyeceğimiz ilk kanunun, çıkaracağımız bu kod kanunun, ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Çıkaracağımız bu yasa, bu alanı belirsizlikten kurtaracaktır, kurumsallaştıracaktır ve bizim değerlerimizi merkezî yönetime ve ülkeye taşıyacaktır.
Ben, bunun onurunun 22 nci Dönem Parlamentosunun olması temennisiyle, hepinize saygılar sunuyorum, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. Sayın Erkal.
Şahsı adına,·Trabzon Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl; buyurun.
CEVDET ERDÖL (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, ülkemizde meydana gelen münferit olayları nefretle kınadığımı, ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dilediğimi belirtmek istiyorum.
Ben, bu Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısına, değişik bir perspektifle, kısa bir bakış açısı arz edeceğim ve fazla zamanınızı almayacağım.
Bir kere, ben, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının ismine muhalifim; şundan dolayı: Hayvanların korunmaya ihtiyaçları yok. Belki, bu kanunun ismi “hayvanlara daha saygılı olma kanunu”, “hayvanlara zarar vermeme kanunu” olsaydı, manasıyla daha örtüşürdü diye düşünüyorum.
Şimdi, hayvanlara “hayvan” demeye bir şey demiyorum da, insanlara hayvan demenin hakaret manasında kullanılmasının da son derece karşısında olduğumu ifade ediyorum; çünkü, insanlara hayvan denildiği zaman, acaba, insana mı hakaret edildiği, hayvana mı hakaret edildiği konusunda ciddî şüphelerim var.
Şimdi, yine bu Mecliste, bu kürsüde, bir arkadaşımız -ismini vermeyeceğim- profesör patentli bir arkadaşımız diyelim ve yine, aynı şekilde, Meclis koridorlarında, milletvekili iki kişiden birisi, diğerine “kuş beyinlilerin de bunu anlayabileceği” mahiyetinde bir cümle sarf etti. Yani “kuş beyinli” deyiminden neyi anladığını -hakaret manası taşıdığını pekala biliyoruz, ama- kuşun beyniyle ilgili düşüncesini arkadaşa sormak isterdim burada olsaydı. O “kuş” dediğimiz canlı, Sibirya’dan, Rusya’nın içlerinden, gidiyor taa Afrika’ya kadar, konaklayacağı yerleri biliyor; ne haritası var ne bir şeyi var. O arkadaşlar -benzin parası benden- Sibirya’dan Afrika’ya gitsinler hiçbir yere sormadan, harita da vereceğim onlara; mümkün değil… Onun için, biz, hayvanlara hakaret etmeyelim lütfen ve hayvanlara çok daha saygılı olalım. (Alkışlar)
Hayvanların korunmaya da ihtiyaçları yok bu manada; çünkü, etiyle, sütüyle, derisiyle, yumurtasıyla, canlarıyla, kanlarıyla bizlere hizmet eden, yük taşıyarak…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) – Sesleriyle…
CEVDET ERDÖL (Devamla) – Evet; Başkanımın dediği gibi, sesleriyle bizlere hizmet eden ve karşılık beklemeyen, sadece sevgi ve sadece bir okşanma bekleyen bu canlılara, bizim çok daha saygılı olmamız lazım.
Hiçbir hayvan, çok aç kalmadıkça, hiçbir kimseyi, hiçbir canlıyı öldürmez, hele insanları hiç öldürmez. Siz, hiç, petrol için insan öldüren bir hayvan duydunuz mu?! Siz, hiç, toprak kazanmak için insan öldüren hayvan duydunuz mu?! Siz, hiç, altın için insan öldüren hayvan duydunuz mu?! Siz, hiç, binlerce insanı, binlerce çocuğu, masum yavruyu anasız babasız bırakan hayvan duydunuz mu?! O zaman, biz, insanlara “hayvan” derken, acaba, insanlara mı hakaret ediyoruz, hayvanlara mı hakaret ediyoruz; ciddî olarak düşünülmesi lazım.
Bir büyüğün sözüyle sözlerimi bitirmek istiyorum: “Nice insan gördüm, üzerinde elbise yok; nice elbise gördüm, içinde insan yok.”
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Erdöl.
Şahsı adına,·İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, tüm hayvanların yaşam haklarının güvence altına alınması yolunda atılan çok önemli bir adımdır.
Dünyada çağdaşlık ölçütü olarak kabul edilen en önemli kriterlerden biri de hayvanlara yapılan kötü muameleler ve insanlıkdışı uygulamalarla onların yaşam haklarının hiçe sayılmasının önlenmesidir. Doğada yaşayan her canlı varlık, doğal düzenin bir parçası ve koruyucusudur. Yok edilen her hayvan ve bitki türünde, doğamız, telafisi mümkün olmayan kayıplarla karşı karşıya kalmaktadır. Bütün bu sorunların çözümünde, yaşama saygı duyma felsefesi yatmaktadır. Toplumsal uzlaşmadan ahlaka, insan haklarından diğer canlıların haklarına kadar uzanan her türlü sorunun yaşama saygı duyulmadan çözümlenmesi mümkün değildir.
İnsanlık, binlerce yıldır, köleliği yıkmak, dil, din ve vicdan özgürlüğünü sağlamak, kadın hakları, mülk dokunulmazlığı, emeğin karşılığını almak, hukuk ve adaleti teminetmek, yani, insan hakları için çok zorlu mücadeleler vermiştir ve vermeye devam etmektedir. İnsan hakları mücadelesinde başarının yolu, dünyanın sadece insanlardan oluşmadığını, acıların ve mutlulukların sadece insanlara ait olmadığını bilmek ve dünyadaki tüm canlıların yaşam haklarına saygı duymaktan geçer. Eğitimciler “insan sevgisi ve insana saygı hayvanları sevmekle başlar ve gelişir” der. Çocuk eğitiminde, onlara hayvan sevgisinin aşılanması gerekliliği bir bilimsel gerçektir. Hayvan haklarını özümsemek ve yaşama geçirmek, insan haklarının daha iyi özümsenmesini ve ilerlemesini de sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasanın hayvanlara olan katkısı yanında, hem ülkemizin ilerlemesini hem de uluslararası imajını iyileştireceği, Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesinde de çok yararlı olacağı açıktır. Avrupa Birliği, bu konuya çok önem vermekte, tüm üye ve aday ülkelerde bu tür yasaları gerekli görmektedir. Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesi için en önemli göstergelerinden biri olan Avrupa Komisyonunun katılım için son gelişme raporunda, Türkiye’nin, hayvan hakları üzerinde hiçbir ilerleme kaydetmemiş olduğu belirtilerek ülkemiz eleştirilmiş; Hayvanları Koruma Yasası Tasarısını yasalaştırmamış olmamızı da üzüntüyle karşıladıklarını beyan etmişlerdir.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarı, dokuz yıldır Meclis gündeminde. 5 Başbakan eskitmiş, sıra 6 ncıda. Artık, bugün, 22 nci Dönem milletvekilleri olarak, gelin, bu sorunu çözelim, bu tasarıyı yasalaştıralım.
Değerli milletvekilleri, yalnız, gerçekten hayvan haklarını koruyan bir yasa çıkarmalıyız; yoksa, inandırıcı olamayız; yapıyormuş gibi yapmayalım. Bu kanun, artık, Türkiye’nin bir prestij meselesidir. Tabiî, aslında, bu ve bunun gibi yasaları, Avrupa Birliği istiyor diye değil, ülkemiz için, halkımız için, daha çağdaş bir Türkiye için çıkarmalıyız.
Değerli milletvekilleri, ülke sınırlarımız içerisinde yaşayan tüm canlıların cins, ırk ayırımı yapılmaksızın, insan vicdanına yakışır şartlar altında yaşayabilmesi, sadece sivil toplum örgütlerinin, hayvanseverlerin değil tüm halkımızın talebidir.
Bu tasarı, sadece hayvanları korumakla kalmayıp, çevre ve insan sağlığını da gözetmekte, çevre ve insan sağlığını koruyacak yükümlülükler de getirmektedir. Öncelikle başıboş, sahipsiz hayvanların öldürülmeyip toplanarak bakımevlerinde aşılanmaları ve kısırlaştırılmaları, kuduz hastalığının eradikasyonunu sağlayacaktır; yani, kuduzun kökünü kazıyacaktır.
Başıboş hayvanların belediyelerce sokaklarda itlaf edilmesi, hem tüm halkımızın vicdanını incitmekte, çağdışı, insanlıkdışı görüntülerin oluşmasına hem de kuduzun yayılmasında rol oynayan kemirici hayvan popülasyonunda ciddî artışlara neden olmaktadır. Bu yasayla, bu ciddî yanlıştan dönülecek, tüm hayvanların aşılanmasıyla kuduz hastalığının kökü kazınacaktır.
Değerli arkadaşlarım, bakın, kuduz hastalığında insan aşılama maliyeti, hayvan aşılama maliyetinden 140 kat daha fazladır ve bu işe Türkiye trilyonlar harcamaktadır. Ülkemizde kuduzda insan aşılama giderlerinin yarısıyla, Türkiye’nin tüm sokak hayvanları sorununu çözümleriz; sokaklarda bir tek başıboş hayvan kalmaz ve evcil hayvan kuduzu da tarihe gömülmüş olur.
Değerli arkadaşlarım, kısırlaştırılmamış bir çift köpekten altı yılda 67 000 köpek ürediği bilimsel gerçeğinden yola çıkarsak, sahipsiz hayvanların kısırlaştırılmasıyla, kentlerdeki başıboş hayvan sorunu ortadan kalkacaktır ve tüm Avrupa ülkelerindeki uygulama da budur.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bir yanlış anlaşılmanın olmaması için, altkomisyon üyesi olarak, bir açıklık getirmek istiyorum. Şu anda görüştüğümüz tasarıda, tüm sahipsiz hayvanlar, yerel yönetimlerce yakalanıp, hayvan barınaklarında önce aşılanacaklar, sonra kısırlaştırılacaklar ve ondan sonra da işaretlenip, yani, aşılı ve kısırlaştırılmış olduğuna dair kulaklarına marka takılacak ve ondan sonra doğal ortamlarına bırakılacaklardır; Avrupa da sokak köpekleri sorununu bu yöntemle çözdü. Sadece, altkomisyon ufak bir değişiklik yapmıştır; o da, sahipli köpeklerle ilgili bir değişikliktir; şöyle ki: Gelen tasarıda sahipli köpekleri de kısırlaştırma mecburiyeti getiriliyordu; altkomisyon bunu gevşetti, sahipli köpeklerin kısırlaştırılması teşvik edilecektir, özendirilecektir denildi, orada kısırlaştırma mecburiyeti ortadan kaldırıldı.
Bu gerekliydi değerli arkadaşlarım. Siz, ülkenizde bütün sahipsiz hayvanları tabiî ki kısırlaştıracaksınız, sahipli hayvanları da eğer kısırlaştırırsanız, jenosit uygulamış olursunuz; yani, bir hayvan neslini yok edersiniz, hayvan ticareti yapanlara gün doğdurursunuz ve bu ülke yok imkânlarıyla kedi, köpek ithal etmek için binlerce dolar, yüzbinlerce dolar para harcamaya başlar; üstelik yasanın amacı da, hayvan neslini korumaktır; yani, nasıl, bir nesli yok edecek uygulama içerisinde olabilirsiniz?! Zaten, sahipli hayvan, ailenin bir bireyi gibi görülmektedir. Nasıl her aile kendi üremesini kontrol ediyorsa, sahibi olduğu hayvanın da üremesini kontrol edecektir. Yine, tasarıya göre,· hayvanları terk etmek yasaktır. Dolayısıyla, sahipli hayvanların kısırlaştırılmamış olması, hayvan popülasyonunu, başıboş hayvan sayısını artırmayacaktır; sadece ve sadece yurtdışından hayvan ithalini ve bu uğurda, bu ülkenin para harcamasını engelleyecektir.
Değerli arkadaşlarım, bu yasayla, artık, halkımızın içini acıtan, vicdanını sızlatan, insanlıkdışı manzaralar oluşturan hayvan itlafları, hayvan katliamları önlenmiş olacak,hayvanların korunması yanında, insanların da hijyen, sağlık ve güvenlikleri sağlanacaktır. Bir de, kurban kesimleriyle ilgili çağdışı, insan sağlığını tehdit eden, çevre kirliliği yaratan, hayvanlara eziyet ve işkence yapılan manzaraları ortadan kaldırabilsek, insanların yaralanmalarını engelleyebilsek, çevreyi ve insan sağlığını, hayvan haklarını gözetecek şekilde kurban kessek.
Değerli arkadaşlarım, ben bir cerrahî branş hekimi olarak kurban bayramlarını hakikaten çok içim acıyarak geçirirdim; çünkü, vatandaşımız, kurbanımı keseceğim diye, kendini kesmiş, doğramış olarak ve ciddî şekilde sakatlamış olarak gelirdi. Yüzlerce, binlerce parmak, el kayıpları ve çok ciddî yaralanmalar olurdu; onun için, kurban kesimini sadece ehil kişiler yapmalıdır. Kurbanları kapalı, drenaj sistemi olan hijyenik ortamlarda kesmeliyiz. Hem dinî kurallara uygun hem de çağdaş, hayvanları gözeten kesimler yapmalıyız ve hayvan kesimlerini çocuklarımıza göstermemeliyiz. Bu, hem dinimizin gereğidir hem de çocuklarımızın ruh sağlığını korumak adına çok önemsenmesi gereken bir husustur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
CANAN ARITMAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bazı siyasî, ticarî, hatta sportif amaçlı gösterilerde, açılışlarda, karşılamalarda ortalık yerde hayvanları boğazlamayalım; bu görüntüler, Türkiye’yi, Avrupa Birliğinin dışında bırakıyor.
Değerli milletvekilleri, diğer bir üzücü yön ise, tasarının, hayvan hakları konusunda esas olarak ev ve süs hayvanlarını kapsadığı intibaını vermesidir. Halbuki ideal bir yasa, tüm hayvanların haklarını gözetmeli, tüm hayvanları kapsamalıdır. Zaten tasarı incelendiğinde önemli bir bölümünün Ev ve Süs Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin tercümesi olduğu anlaşılmaktadır; ama, ne yazık ki, kötü bir· tercümedir. Pek çok önemli hüküm, ya tam tercüme edilememiş ya da işimize gelmediği için farklı tercümeyle tasarıya geçirilmiştir. Değerli arkadaşlarım, yalnız unutmayalım ki, Avrupalılar çıkaracağımız bu yasayı, kendi dillerine eksiksiz tercüme edeceklerdir.
Değerli milletvekilleri, hayvan refahı, Avrupa Birliğinin üzerinde önemle durduğu konular arasında yer almaktadır. AB’ye üye ülkeler tarafından imzalanan ve Mayıs 1999’da yürürlüğe konulan Amsterdam Anlaşması, hayvan refahına ilişkin bir protokolü içermektedir. Türkiye’de, hayvan refahı, hayvan hakları ya da hayvanları korumayla ilgili yasal düzenlemelerin bulunmaması önemli bir eksiklik yaratmaktadır ve bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlanan bu yasa tasarısı, önceki örneklerine göre daha iyi, daha kapsamlı, daha çağdaş olmasına rağmen yeterli değildir, Avrupa Birliği normlarına tam uygunluk sağlamamaktadır.
Değerli milletvekilleri, 22 nci Dönem olarak, önümüzde ciddî bir fırsat durmaktadır. Alanında bir ilk olacak bu yasa tasarısını, gelin, Genel Kurul çalışmamızla, eksiksiz ve Avrupa Birliği normlarına uygun bir yasa haline getirelim. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Amsterdam Anlaşmasını da dikkate alarak çıkaracağımız bu yasayla, ülkemizin çağdaşlık seviyesini dünya kamuoyuna gösterelim.
Son söz olarak, insanın, yaşayan tüm canlılara karşı ahlakî bir yükümlülüğü olduğunu ifade eder, Yüce Meclisi, değerli milletvekillerini saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
HAYVANLARI KORUMA KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Bir önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir

R. Kerim Özkan / Burdur
···
Mustafa Özyurt / Bursa
···
N.Gaye Erbatur / Adana

Sıdıka Sarıbekir / İstanbul
···
Salih Gün / Kocaeli
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Hüseyin Güler / Mersin
···
Muzaffer Kurtulmuşoğlu / Ankara

Dursun Akdemir / Iğdır

·
“Madde 1. – Bu kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını, hayvan refahını gözeterek yaşam kalitelerinin yükseltilmesini ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının “Amaç” kısmının Amsterdam Anlaşması da dikkate alınarak, hayvan refahının, hem anlam hem de kelime olarak tasarıda yer alması bu kanunun ilk amacı olmalıdır. Tüm AB ülkelerinde de benzer yasalarda uygulama aynı doğrultudadır.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Arıtman, gerekçeyi okuttuk; ondan sonra, size herhangi bir söz verme imkânım yok.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkanım, bir cümle söylemek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, Çevre Komisyonu Başkanımız Değerli Milletvekili, konuşmasında, hayvan refahından bahsetti. Hayvanlarla ilgili bütün uluslararası sözleşmelerde, hayvan refahı en önemsenen konudur. Aslında, 1 inci maddede, anlam olarak hayvan refahı vardır; ama, biz, bunu, kelime olarak da yazarsak, uluslararası boyutta bir amaç maddesi yazmış oluruz; yani, burada, sadece, biz “hayvan refahı” kelimelerini koymuş oluyoruz. Bunu, konuşmasında “hayvan refahından” bahseden bir komisyon başkanının reddetmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arıtman.
Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, biraz önce gerekçesini okuttuğum ve Sayın Arıtman’ın açıkladığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Kapsam
MADDE 2. – Bu Kanun, amaç maddesi doğrultusunda yapılacak düzenlemeleri, alınacak önlemleri, sağlanacak eşgüdümü, denetim, sınırlama ve yükümlülükler ile tâbi olunacak cezaî hükümleri kapsar.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 3. – Bu Kanunda geçen terimlerden;
a)Yaşama ortamı: Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri,
b) Etoloji: Bir hayvan türünün doğuştan gelen, kendine özgü davranışlarını inceleyen bilim dalını,·
c) Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,
d) Tür: Birbirleriyle çiftleşebilen ve üreme yeteneğine sahip verimli döller verebilen populasyonları,
e) Evcil hayvan: İnsan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş· hayvanları,·
f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,
g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde, yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme yeteneğini kaybetmiş binek ve yük hayvanlarını,
h)Yabani hayvan: Doğada serbest yaşayan evcilleştirilmemiş ve kültüre alınmamış omurgalı ve omurgasız hayvanları,·
ı) Ev ve süs hayvanı: İnsan tarafından özellikle evde, işyerlerinde ya da arazisinde özel zevk ve refakat amacıyla muhafaza edilen veya edilmesi tasarlanan bakımı ve sorumluluğu sahiplerince·· üstlenilen her türlü hayvanı,·
j) Kontrollü hayvan: Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı aşıları periyodik sağlık kontrolleri yapılan işaretlenmiş kayıt altındaki ev ve süs hayvanlarını,
k) Hayvan bakımevi: Hayvanların rehabilite edileceği· bir tesisi,
l) Deney: Herhangi bir hayvanın acı, eziyet, üzüntü veya uzun süreli hasara neden olacak deneysel ya da diğer bilimsel amaçlarla kullanılmasını,
m) Deney hayvanı: Deneyde kullanılan ya da kullanılacak olan hayvanı,
n) Kesim hayvanı: Gıda amaçlı kesimi yapılan hayvanları,·
o) Bakanlık: Çevre ve Orman Bakanlığını,
İfade eder.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri geliş sırasına göre okutuyorum:
23 Haziran 2004
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 3 üncü madde (g) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / izmir
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul

Salih Gün / Kocaeli
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Hüseyin Güler / Mersin
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Mustafa Özyurt / bursa

g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde, yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme ya da yaşamını kendi başına sürdürebilme yeteneğini yitirmiş tüm hayvanları,
BAŞKAN – Şimdi okutacağım önerge en aykırı önerge olduğu için okutup işleme alacağım.
23 Haziran 2004
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 3 üncü madde (f) bendinin “Sahipsiz hayvan” tanımının sonunda geçen “evcil hayvanları” ibaresinin “evcil ve yabanî hayvanları” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul
···
Salih Gün / Kocaeli
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Feramus Şahin / Tokat

Hüseyin Güler / Mersin
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Dursun Akdemir / Iğdır

Mustafa Özyurt / Bursa
···

f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucusunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil ve yabani hayvanları,
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçesini mi okutayım efendim?
CANAN ARITMAN (İzmir) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa Tasarısı sadece evcil hayvanları değil, tüm hayvanları kapsamalıdır. İnsanların yaşam alanlarında bazen yabanî hayvanlar da bulunabilir. Örneğin, hayvanat bahçesinden kaçan bir yabanî hayvanı sokağımızda bulmak olasıdır.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 3 üncü madde (g) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Boztaş (Aydın) ve arkadaşları
g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde, yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme ya da yaşamını kendi başına sürdürebilme yeteneğini yitirmiş tüm hayvanları,
BAŞKAN –Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutayım efendim?..

CANAN ARITMAN (İzmir) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarıda teklif edildiği üzere “güçten düşmüş hayvan” tanımı sadece binek ve yük hayvanlarını kapsayamaz. Bu çok ciddî bir ayırımcılıktır ve yasanın felsefesine de aykırıdır. Tüm hayvanlar güçten düşmüş hale gelebilir ve hepsi ayırım yapılmadan gözetilmelidir.
BAŞKAN – Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
İlkeler
MADDE· 4. – Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır:
a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.
b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.
c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.
d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla,· sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.··
e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır.
f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.·
g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.
h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.
ı) Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar onları türüne ve özelliğine uygun ortam ve şartlarda taşımalı, taşıma sırasında beslemeli ve bakımını yapmalıdırlar.·
j) Yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlamaları ve eğitim çalışmaları yapmaları esastır.
k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılmasının teşviki esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde verilmiş 3 önerge var; geliş sırasına göre okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin (k) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Salih Kapusuz / Ankara
···
Alim Tunç / Uşak
···
Nusret Bayraktar / İstanbul
···
Fikret Badazlı / Antalya
···
Alaettin Güven / Kütahya
(k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.
BAŞKAN – İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 4 üncü maddesi·(k) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir

R. Kerim Özkan / Burdur
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Salih Gün / Kocaeli
···
Hüseyin Güler / Mersin
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Dursun Akdemir / Iğdır
···
Muzaffer Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Mustafa Özyurt / Bursa

k) Ev hayvanı beslemek mülkiyet hakkı içerisinde değerlendirilir ve kişiye bağlı haklardandır. Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılmasının teşviki esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını, sahiplendirilmesini yapmakla yükümlüdür.
BAŞKAN – Üçüncü ve en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 4 üncü maddesi·(e) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir

R. Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul

Salih Gün / Kocaeli
···
Dursun Akdemir / Iğdır
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Hüseyin Güler / Mersin
···
Muzaffer Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Mustafa Özyurt / Bursa
···
·
e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamları öncelikli olmak üzere tüm hayvanların korunması esastır.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYON BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Sayın Başkan, buradan, bu konuyu düzenleyen kara avcılığı, av ve yaban hayatıyla ilgili bir kanun geçirmiştik. Bu hususlar orada son derece açık ve net bir şekilde düzenlenmiştir; dolayısıyla, katılamıyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) – Sayın Başkan, gerekçeyi okutun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 4 (e) bendinin teklif edilen şekilde düzeltilmesi bu yasanın başlığı ve amacıyla· örtüşmesi açısından gereklidir.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğimiz, Komisyon ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 4 üncü maddesi (k) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Canan Arıtman (İzmir) ve arkadaşları
k) Ev hayvanı beslemek mülkiyet hakkı içinde değerlendirilir ve kişiye bağlı haklardandır. Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılmasının teşviki esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını, sahiplendirilmesini yapmakla yükümlüdür.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Sayın Başkan, katılmıyoruz; fakat, bir açıklama yapmak istiyorum.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 28 inci maddesine göre yönetim planı, bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme niteliğindedir. Kat malikleri serbest iradeleriyle yönetim planını düzenlerler. Bu planda bağımsız bölümlerde kedi, köpek beslenemeyeceği kararlaştırıldığı takdirde, bu, tüm kat malikleri için bağlayıcıdır. Buna aykırı davranışlar karşısında mahkemelerce 634 sayılı Kanunun 28 inci maddesi ve “Kat maliklerinin ve kat irtifakı sahiplerinin borçları” başlıklı 18 inci maddesi uyarınca kararlar verilmektedir. Dolayısıyla, bu, zaten burayı bağlayan bir hüküm. Serbest iradeyle bir sözleşme bağlıyorsunuz siz, ondan sonra da, insanların bağladığı bu sözleşmeyi biz delelim diyorsunuz; bu, fevkalade yanlış; katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.

(2. sayfa devam)
CANAN ARITMAN (İzmir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ev hayvanı beslemek mülkiyet hakkı içinde değerlendiriliyor ve kişiye bağlı haklardandır; bir anlamda, bir çeşit Anayasal haktır. Şimdi, bu görüştüğümüz bu maddede, sahipli kedi ve köpeklerden bahsediyoruz; yani, ev hayvanlarından bahsediyoruz. Eğer, böyle bir hüküm koymazsanız, bu ülkede kimse ev hayvanı sahibi olamaz, evinde hayvan bakamaz; çok varlıklı insanlar, özel, müstakil evlerde oturabilecek kadar üst gelir seviyesinde olan insanlar ancak evinde hayvan bakabilir. Yani, siz, buna karşı çıkmakla, bu ülkedeki orta gelir durumunda olanların -ki, zaten, kalmadı, bırakmadınız orta gelir seviyesinde insan- fakir fukaranın· bile evinde bir kedicik, bir köpekcik bakmasına izin vermeyeceksiniz.
Bugün modern şehir yaşamında, insanlar, çok katlı yapılarda oturmak durumundadırlar; yani, hayvan bakmak insanî bir ihtiyaçtır. Bunun için, biz burada bir yasa çıkarıyoruz; ama, siz… Çünkü, yasalarımızda bu konuda açıklık var. O nedenle, Yargıtay kararlarıyla, Kat Mülkiyeti Kanunuyla -komşusuna kızıyor hem de anlamsız bir şekilde kızıyor; yani, hayvanı nedeniyle değil, başka nedenle komşusuyla arası bozuk- komşusunu taciz etmek amacıyla, hayvanının atılmasını istiyor ve deniliyor ki, ya bu hayvanı atacaksın ya da bu evden, bu daireden, bu apartmandan gideceksin. Eğer, biz bu hükmü koyarsak -bu, bir insan hakkıdır- bunu, buraya eğer koyarsak, bu şekilde, kişisel sorunlar nedeniyle hayvanların mağdur edilmesini, sokaklara atılmasını ve insanların evlerinden, yerlerinden, yurtlarından, konutlarından olmasını engellemiş oluruz. Yani, bu teklifimiz son derece insanî bir tekliftir.
Bir de, yine, bu maddeyle ilgili önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Bakın, değerli arkadaşlarım, altkomisyon çalışmasında, ev hayvanlarının kısırlaştırılmasının teşvik edilmesi kabul edildi ve komisyondan aynı şekilde geçti, oybirliğiyle geçti; yani, bir karşı oy, bir muhalif oy yok, Sayın Başkan da olumlu oy kullandı. Nasıl olur da, burada, şimdi “ev hayvanlarının kısırlaştırılması” şeklinde bir önerge verilebilir; bunu anlamak çok zor. Yani, bu ülkede hayvan ticareti yapmak isteyenleri destekliyorsunuz. Bunun bir tek anlamı var, o da budur; çünkü, ev hayvanlarını da kısırlaştırmak, jenosit uygulamaktır, bir hayvan neslini, bir türü yok etmektir; bu, yasayla çelişen bir taleptir, çelişen bir öneridir değerli arkadaşlarım.
Gerekçe olarak ne ileri sürülecek, biliyorum; ev hayvanlarının da kısırlaştırılması için çok sayıda belli, malum çevreler hepimize müracaat ettiler, talepte bulundular; çünkü, onlar bunun ticaretini yapacak olan insanlardı. Onun için, ev hayvanları da kısırlaştırılsın, zaten, sokaktakiler kısır, evdekiler kısır!.. Nasıl, kedi, köpek sahibi olacaksınız; gidip, parayla satın alacaksınız, altında yatan neden budur.
“Eğer kısırlaştırmazsanız, yavrular sokağa atılıyor, sahipsiz hayvan sayısı artıyor, o nedenle bu hayvanlar kısırlaştırılmalıdır” derler.
Değerli arkadaşlarım, bakın, demin de söyledim, insanlar, kendi üremelerini kontrol ettikleri gibi, baktıkları hayvanın da üremesini kontrol eder. O hayvanın sahibi olarak, gebe kalmasına, gönlü, vicdanı izin vermez, onun sağlığını düşünerek izin vermez. Onun bebeklerine bakmak zorundadır, çocuklarına bakmak durumundadır. Onun için bu üremeyi kontrol altında tutar; ama, kısırlaştırılmasını talep etmek, yani, bu… Siz, kabul eder misiniz; kendimiz için, insanlar için bunu düşünelim. Bir önerge gelse buraya, bütün insanların kısırlaştırılmasını teklif ediyoruz denilse, kabul eder misiniz? Şimdi, aynı teklif hayvanlar için geliyor.
Ev hayvanlarının kısırlaştırılma mecburiyetinin olmaması, başıboş hayvan, sahipsiz hayvan sayısını artırmayacaktır; çünkü, tasarının 5 inci maddesinin son paragrafı, kimsenin, ev hayvanlarını, süs hayvanlarını terk edemeyeceğini hükme bağlamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CANAN ARITMAN (Devamla) – Son cümlemi söylüyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Buyurun.
CANAN ARITMAN (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Cezalar bölümünde de, hayvanları terk etmenin cezası vardır. Yani, bu şartlar altında, tasarı bütün bunları düzenlemişken, tüm Çevre Komisyonu üyeleri, Başkanı dahil, tasarıyı oybirliğiyle bu şekilde komisyondan geçirmişken, şimdi “bu hayvanlar kısırlaştırılsın” demek, akla da, mantığa da, vicdana da sığmıyor.
Yüce Heyetin takdirlerine sunuyorum.
Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman.
Gerekçesini bizzat önerge sahibinden dinlediğimiz, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin (k) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
······················· ······························· Salih Kapusuz (Ankara) ve arkadaşları
“k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.”
BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Kontrolsüz hayvan üremesini önlemek ve hayvan popülasyonunu kontrol altına almak amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğiniz, Komisyonun ve Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi, kabul edilen önergeyle yapılan değişiklik doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 4 üncü madde kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ KISIM
Koruma Tedbirleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayvanların Sahiplenilmesi, Bakımı ve Korunması
Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı
MADDE 5.- Bir hayvanı bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.
Hayvan sahipleri, sahip oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup; zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar.
Ev ve süs hayvanı satan kişiler, bu hayvanların bakımı ve korunması ile ilgili olarak yerel yönetimler tarafından düzenlenen eğitim programlarına katılarak sertifika almakla yükümlüdürler.
Ev ve süs hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanmak suretiyle, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Ticarî amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev ve süs hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler.
Ev ve süs hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, hayvanları sahiplenen ve onu üretmek için seçenler annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.
Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez; beslenemeyeceği ve iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamaz. Ancak, yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması
MADDE 6.- Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.
Güçten düşmüş hayvanlar ticarî ve gösteri amaçlı veya herhangi bir şekilde binicilik ve taşımacılık amacıyla çalıştırılamaz.
Sahipsiz hayvanların korunması, bakılması ve gözetimi için yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde, yerel yönetimler yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemelerile çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanarak, diğer ilgili kuruluşların da görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı· şekilde yerel yönetimlerce· kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahade yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahade yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama· bırakılmaları esastır.
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması ve hayvan bakımevlerinin çalışma usul ve esasları, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması amacıyla Hazineye ait araziler öncelikle tahsis edilir. Amacı dışında kullanıldığı tespit edilen arazilerin tahsisi iptal edilir.
Hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilere; belediyeler, orman idareleri, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, mülkiyeti idarelerde kalmak koşuluyla arazi ve buna ait binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilir. Tahsis edilen arazilerin üzerinde amaca uygun tesisler· ilgili Bakanlığın/İdarenin izni ile yapılır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Hayvanlara Müdahaleler
Cerrahi müdahaleler
MADDE 7. – Hayvanlara tıbbî ve cerrahi müdahaleler sadece veteriner hekimler tarafından yapılır.·
Kontrolsüz üremenin önlenmesi için, hayvanlara acı vermeden kısırlaştırma müdahaleleri yapılabilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yapılabilir” ibaresinin “yapılır” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Salih Kapusuz / Ankara
···
Vahit Kiler / Bitlis
···
Mehmet Yılmazcan / Kahramanmaraş

Fikret Badazlı / Antalya
···
Nusret Bayraktar / İstanbul

BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu ?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL(Malatya) – Efendim, uygun görülürse takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim ?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum :
Gerekçe:
Kontrolsüz hayvan üremesinin önlenerek popülasyonun kontrol altına alınması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi, kabul edilen önerge· doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum :
Yasak müdahaleler
MADDE 8. – Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.
Hayvanların, yaşadıkları sürece, tıbbî amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınamaz veya tahrip edilemez.
Ev ve süs hayvanının dış görünüşünü değiştirmeye yönelik veya diğer tedavi edici olmayan kuyruk ve kulak kesilmesi, ses tellerinin alınması ve tırnak ve dişlerinin sökülmesine yönelik· cerrahi müdahale yapılması yasaktır. Ancak bu yasaklamalara; bir veteriner hekimin, veteriner hekimliği uygulamaları ile ilgili tıbbî sebepler veya özel bir hayvanın yararı için gerektiğinde tedavi edici olmayan müdahaleyi gerekli görmesi veya üremenin önlenmesi durumlarında izin verilebilir.
Bir hayvana tıbbî amaçlar dışında, onun türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek, çeşitli maddelerle doping yapmak, hayvanların türlerine has davranış ve fizikî özelliklerini yapay yöntemlerle değiştirmek· yasaktır.
BAŞKAN- Madde üzerinde söz isteği?..Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
Hayvan deneyleri
MADDE 9. – Hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve deneylerde kullanılamazlar.
Tıbbî ve bilimsel deneylerin uygulanması ve deneylerin hayvanları koruyacak şekilde yapılması ve deneylerde kullanılacak hayvanların uygun biçimde bakılması ve barındırılması esastır.
Başkaca bir seçenek olmaması halinde, hayvanlar bilimsel çalışmalarda deney hayvanı olarak kullanılabilir.
Hayvan deneyi yapan kurum ve kuruluşlarda bu deneylerin yapılmasına kendi bünyelerinde kurulmuş ve kurulacak etik kurullar yoluyla izin verilir.
Etik kurulların kuruluşu, çalışma usul ve esasları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Deney hayvanlarının yetiştirilmesi, beslenmesi, barındırılması, bakılması, deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin tescil edilmesi, çalışan personelin nitelikleri, tutulacak kayıtlar, ne tür hayvanların yetiştirileceği ve deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin uyacağı esaslar Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde 1 adet önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 9 uncu maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek kaydıyla aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Canan Arıtman / İzmir
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / istanbul
···
Salih Gün / Kocaeli
···
Dursun Akdemir / Iğdır
···
Hüseyin Güler / Mersin

Muharrem İnce / Yalova
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara

“Hayvan kullanılan bilimsel çalışmalarda araştırmacılar, araştırma sürecinde ve sonrasında hayvanlarda ortaya çıkabilecek acı ve eziyeti minimum düzeye indirmek ve sabit tutmak zorundadır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutayım efendim?
CANAN ARITMAN (İzmir) – Evet.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bilimsel hayvan deneylerinde hayvanlarda ortaya çıkabilecek acı ve eziyet minimum düzeyde olmalıdır. Bu, hayvan haklarının, hayvanları korumanın, dolayısıyla bu yasanın amacının gereğidir. Ayrıca, Avrupa Komisyonunun (90/67/EEC) Deneysel ve Bilimsel Amaçla Kullanılan Hayvanların Korunması Hakkında Komisyon kararına da uygunluk sağlanacaktır.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğiniz, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Hayvanların Ticareti ve Eğitilmesi
Hayvanların ticareti
MADDE 10. – Satılırken; hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Çiftlik hayvanlarının bakımı, beslenmesi, nakliyesi ve kesimi esnasında hayvanların refahı ve güvenliğinin sağlanması hususundaki düzenlemeler Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yabani hayvanların ticaretine ilişkin düzenlemeler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.·
Ev ve süs hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.
Hayvanların ticarî amaçla film çekimi ve reklam için kullanılması ile ilgili hususlar izne tâbidir. Bu izne ait usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Bir hayvan; acı, ıstırap ya da zarar görecek şekilde, film çekimi, gösteri, reklam ve benzeri işler için kullanılamaz.·
Deney hayvanlarının ithalat ve ihracatı izne tâbidir. Bu izin, Bakanlığın görüşü alınarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca verilir.
Hasta, sakat ve yaşlı durumda bulunan veya iyileşemeyecek derecede ağrısı veya acısı olan bir hayvanı usulüne uygun kesmek ya da ağrısız öldürme amacından başka bir amaçla birine devretmek, satmak veya almak yasaktır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi okutuyorum:
Eğitim
MADDE 11. – Hayvanlar, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya· yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlıklara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitilemez.··············
Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürmek yasaktır.· Folklorik amaca yönelik, şiddet içermeyen geleneksel gösteriler, Bakanlığın uygun görüşü alınarak il hayvanları koruma kurullarından izin alınmak suretiyle düzenlenebilir
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hayvanların Kesimi,· Öldürülmesi ve Yasaklar
Hayvanların kesimi
MADDE 12. – Hayvanların kesilmesi; dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara uyularak· ve usulüne uygun olarak bir anda yapılır. Hayvanların kesiminin ehliyetli kişilerce yapılması sağlanır.
Dini amaçla kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dini hükümlere, sağlık şartlarına, çevre temizliğine uygun olarak, hayvana en az acı verecek şekilde bir anda kesimi, kesim yerleri, ehliyetli kesim yapacak kişiler ve ilgili diğer hususlar Bakanlık, kurum ve kuruluşların görüşü alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 12 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul
···
Hüseyin Güler / Mersin

Muharrem İnce / Yalova
···
Salih Gün / Kocaeli
···
Dursun Akdemir / Iğdır

Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Feramus Şahin / Tokat

Madde 12.- Hayvanların kesilmesi; dinî kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak, hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, tercihen bilimselliği ispatlanmış genel anestezi altında, hijyenik kurallara uyularak ve usulüne uygun olarak bir anda yapılır. Hayvanların kesiminin ehliyetli kişilerce, kapalı veya yarı kapalı alanlarda yapılması sağlanır. Hayvan kesiminin, ehliyetsiz kişiler tarafından veya belediye ve muhtarlıklar tarafından tahsis edilen yerler dışındaki bölgelerde, açıkta, kamu alanlarında yapılması yasaktır. Karşılama törenleri, toplantılar ya da dernek, parti veya benzeri amaçlar için düzenlenen törenlerde hayvan kesmek yasaktır.
Dinî amaçlarla kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dinî hükümlere, sağlık şartlarına ve çevre temizliğine uygun olarak, hayvana en az acı verecek, tercihen genel anestezi altında bir anda kesimi, kesim yerleri, ehliyetli kesim yapacak kişiler ve ilgili diğer hususlar Bakanlık, kurum ve kuruluşların görüşü alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlık ile Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Kesim hayvanı statüsü dışındaki herhangi bir hayvanı kurban etmek veya kesmek yasaktır.
BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonun ve Hükümetin neden katılmadığını, neresine katılmadığını anlayamadım, anlatmalarını istirham ederim.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, size, kutsal kitabımız Kur’an’dan, Maide Suresinin ikinci ayetini okumak istiyorum: “Ey iman edenler, kurbanlık hayvanlara sakın saygısızlık etmeyin.”
Evrensel Hayvan Hakları Bildirgesinden birkaç madde okumak istiyorum:
“Madde 2.- Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir.
Madde 3.- Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu, bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
Madde 9.- Beslenmek için yetiştirilen hayvan bakılmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalı.
Madde 13.- Hayvanın ölümüne de saygı göstermek gerekir.”
Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz 21 Nisanda, Diyanet İşleri Başkanlığımıza, bazı konularda beni daha iyi bilgilendirmesi, doğru dinî bilgiyi almak adına bazı sorular sordum. Önce sorumu okumak istiyorum, daha sonra da Diyanet İşleri Başkanlığının cevabını okumak istiyorum.
“Diyanet İşleri Başkanlığına
Kurban kesiminde kurbanlık hayvanı kesim öncesi kısa süreli genel anestezik madde verilmesinde dinimizce bir sakınca olup olmadığı konusunun tarafıma bildirilmesini rica ederim.
Saygılarımla.
Canan Arıtman
İzmir
Örnek: İnsanlarda kısa süreli cerrahî girişimlerde uygulanan genel anestezik madde (Sodyum Fenobarbutal=penthotal) hayvanlara da verilebilir.”
Diyanet İşleri Başkanlığının cevabı: İsterseniz, sayısını, tarihini, hepsini okuyabilirim…
“İlgi: 21.4.2004 tarihli faks dilekçeniz.
Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet verilmemelidir. Hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve kesim işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Ayrıca, çevre temizliği ve ekolojik dengenin korunması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Fazla eziyet vermemek maksadıyla, kesim esnasında hayvanın bayıltılması, kurban olarak kesilmesine engel değildir. İhtiyaç halinde, canlı olarak kesmek kaydıyla, kurbanlık hayvanın uygun tekniklerle bayıltılmasında hiçbir sakınca yoktur.
Bilgilerinizi rica ederim.
Saygılarımla.
Dr. Muzaffer Şahin
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı
Değerli arkadaşlarım, bu bilgiler doğrultusunda bu verdiğimiz önergenin neresine, nesine, hangi gerekçeyle karşı çıkıyorsunuz?..
Saygılar sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi okutuyorum:
Hayvanların öldürülmesi·
MADDE 13. – Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler dışında hayvanların öldürülmesi yasaktır.·
Öldürme işleminden sorumlu kişi ve kuruluşlar, hayvanın kesin olarak öldüğünden emin olunduktan sonra, hayvanın ölüsünü usulüne uygun olarak bertaraf etmek veya ettirmekle yükümlüdürler. Öldürme esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN- Madde üzerinde söz talebi yok?..
2 adet önerge var; birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 13 üncü maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul

Salih Gün / Kocaeli
···
Dursun Akdemir / Iğdır
···
Muharrem İnce / Yalova

Feramus Şahin / Tokat
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Mustafa Özyurt / Bursa

“Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.”
BAŞKAN – İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 13 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir

R. Kerim Özkan / burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul

Salih Gün / Kocaeli
···
Dursun Akdemir / Iğdır
···
Muharrem İnce / Yalova

Feramus Şahin / Tokat
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Hüseyin Güler / Mersin

“Öldürme işleminde, kurbanlık hayvanlar da dahil olmak üzere en az acı veren, tercihen genel anestezi altında, bilimsel geçerliliği ispatlanmış insancıl yöntemlerin kullanılması esastır. Deve, at, eşek, katır gibi hayvanları kesim hayvanı olarak öldürmek yasaktır. Öldürme işleminin yetkili bir veteriner hekim tarafından veya onun gözetimindeki ehil kişilerce gerçekleştirilmesi esastır.”
BAŞKAN – Bu ikinci önerge, en aykırı önergeydi. Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergenizi açıklayacak mısınız?
CANAN ARITMAN (İzmir) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Görüşülmekte olan yasa tasarısının amacına ve felsefesine, taahhütte bulunduğumuz sözleşmelere ve dinî esaslara uygunluk açısından bu paragrafın eklenmesi gerekir.
Deve, kesim hayvanı olmakla birlikte, ülkemizde nesli tükenmekte olduğu için kesilmemelidir. At, eşek, katır gibi hayvanlar, kesim hayvanı olmamakla birlikte, kaçak olarak kesilmektedir. Yasal olmayan yollarla insan gıdası yapılmaktadır.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğimiz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 13 üncü maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Canan Arıtman (İzmir) ve arkadaşları
“Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.”
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
CANAN ARITMAN (İzmir) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Hayvanların öldürülmesinin, bu yasa tasarısının felsefesine uygun şekilde, insan ve çevre sağlığını gözeterek, hayvanların fizyolojik annelik fonksiyonlarıyla ilgili durumlarında yaşamlarını koruyarak yapılması, insanî ve vicdanî açıdan gereklidir.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğiniz, Komisyonun olumlu görüşle takdire bıraktığı ve Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi, kabul edilen önergeyle yapılan değişiklik doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi okutuyorum:
Yasaklar
MADDE 14. – Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.
b) Hayvanlar, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak.
c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev ve süs hayvanı satmak.
d) Ev ve süs hayvanlarını onaltı yaşından küçüklere satmak.
e) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına müdahalelerde bulunmak.··············
f) Kesim hayvanları ve 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları· ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları, et ihtiyacı amacıyla kesip ya da öldürüp piyasaya sürmek.
g) Kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtmak.
h) Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek.
ı) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.··
j) Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak, işkence yapmak.
k) Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek,· acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.
l) Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesi (d) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Mehmet Boztaş / Aydın
···
Rasim Çakır / Edirne
···
Canan Arıtman / İzmir
···
Ramazan Kerim Özkan / Burdur
···
N. Gaye Erbatur / Adana
···
Sıdıka Sarıbekir / İstanbul

Salih Gün / Kocaeli
···
Muharrem İnce / Yalova
···
Feramus Şahin / Tokat
···
Mustafa Özyurt / Bursa
···
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu / Ankara
···
Dursun Akdemir / Iğdır

“d) Ev ve süs hayvanlarını ebeveynlerinin veya ebeveyn sorumluluğu taşıyan diğer şahısların açık rızası olmaksızın 16 yaşın altındaki kimselere satmak.”
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutayım efendim?
CANAN ARITMAN (İzmir) – Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ev ve Süs Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi (ETS-125)’nin 6 ncı maddesi, ev hayvanı edinmekte yaş sınırını belirtir ve teklif edilen (d) bendindeki aynı ifadeyi kullanır. Bu düzenleme bir Avrupa standardıdır.
BAŞKAN – Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz dolmuştur; ancak, siyasî parti gruplarımızın da kendi aralarındaki istişare sonrasında, İçtüzüğümüzün 55 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Zorunlu hallerde, o birleşim için geçerli olmak kaydıyla ve sona ermek üzere olan işlerin tamamlanması amacıyla oturumun uzatılmasına Genel Kurulca karar verilebilir” deniliyor.
Bu çerçevede, Başkanlık olarak bu tasarının bitimine kadar olmak kaydıyla, toplantının uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bu tasarının bitimine kadar oturum uzatılmıştır.
15 inci maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ KISIM
Hayvan Koruma Yönetimi
BİRİNCİ BÖLÜM
Mahallî Hayvan Koruma Kurulları· Teşkilât, Görev ve Sorumluluklar
İl hayvanları koruma kurulu
MADDE 15. – Her ilde il hayvanları koruma kurulu, Valinin başkanlığında, sadece hayvanların korunması ve mevcut sorunlar ile çözümlerine yönelik olmak üzere toplanır.
Bu toplantılara;
a) Büyükşehir belediyesi olan illerde büyükşehir belediye başkanları, büyükşehire bağlı ilçe belediye başkanları, büyükşehir olmayan illerde belediye başkanları,
b) İl çevre ve orman müdürü,
c) İl tarım müdürü,
d) İl sağlık müdürü,
e) İl millî eğitim müdürü,
f) İl müftüsü,
g) Belediyelerin veteriner işleri müdürü,
h) Veteriner fakülteleri olan yerlerde fakülte temsilcisi,
ı) Münhasıran hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan Valilik takdiri ile seçilecek en çok iki temsilci,·
j) İl veya bölge veteriner hekimler odasından bir temsilci,
Katılır.
Kurul başkanı gerekli gördüğü durumlarda konuyla ilgili olarak diğer kurum ve kuruluşlardan yetkili isteyebilir.
İl hayvan koruma kurulu sekrateryasını, il çevre ve orman· müdürlüğü yürütür. Kurul, çalışmalarının sonucunu, önemli politika, strateji, uygulama, inceleme ve görüşleri Bakanlığa bildirir. İllerde temsilciliği bulunmayan kuruluş var ise il hayvan koruma kurulları diğer üyelerden oluşur. Kurul, kurul başkanı tarafından toplantıya çağrılır.
İl hayvan koruma kurulunun çalışma esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi okutuyorum:
İl hayvanları koruma kurulunun görevleri
MADDE 16. – Hayvanları koruma· kurulu münhasıran· hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamak üzere; av ve yaban hayvanlarının ve yaşama alanlarının korunması ve avcılığın düzenlenmesi hususlarında alınmış olan Merkez Av Komisyonu kararlarını göz önünde bulundurarak;
a) Hayvanların korunması ve kullanılmasında onların yasal temsilciliği niteliği ile bu Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek,
b) İl sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin sorunları belirleyip, koruma sorunlarının çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plân ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak hayvanların korunması amacıyla her türlü önlemi almak,
c) Hazırlanan uygulama programlarının uygulanmasını sağlamak ve sonuçtan Bakanlığa bilgi vermek,
d) Hayvanların korunması ile ilgili olarak çeşitli kişi, kurum ve kuruluşların il düzeyindeki faaliyetlerini izlemek, yönlendirmek ve bu konuda gerekli eşgüdümü sağlamak,
e) İlde kurulacak olan hayvan bakımevleri ve hayvan hastanelerini desteklemek, geliştirmek ve gerekli önlemleri almak,·
f) Yerel hayvan koruma gönüllülerinin müracaatlarını değerlendirmek,
g) Hayvan sevgisi,· korunması ve yaşatılması ile ilgili eğitici faaliyetler düzenlemek,
j) Bu Kanuna göre çıkarılacak mevzuatla verilecek görevleri yapmak,
İle görevli ve yükümlüdür.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
16 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Denetim ve Hayvan Koruma Gönüllüleri
Denetim
MADDE 17. – Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülkî amirine yetki devri suretiyle devredilebilir.
Denetim elemanlarının nitelikleri ve denetime ilişkin usul ve esaslar ile kayıt ve izleme sistemi kurma, bildirim yükümlülüğü ile bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yerel yönetimler, ev ve süs hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemleri yapmakla yükümlüdürler.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi okutuyorum:
Yerel hayvan koruma görevlilerinin sorumlulukları
MADDE 18. – Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir. Bu görevliler, hayvan koruma dernek ve vakıflarına üye ya da bu konuda faydalı hizmetler yapmış kişiler arasından il hayvan koruma kurulu tarafından her yıl için seçilir. Yerel hayvan koruma görevlileri görev anında belgelerini taşımak zorundadır ve bu belgelerin her yıl yenilenmesi gerekir. Olumsuz faaliyetleri tespit edilen kişilerin belgeleri iptal edilir. Yerel hayvan görevlilerinin görev ve sorumluluklarına, bu kişilere verilecek belgelere, bu belgelerin iptaline ve verilecek eğitime ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikle köpekler ve kediler· olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Hayvanların Korunmasının Desteklenmesi
Mali destek
MADDE 19. – Ev ve süs hayvanlarının korunması amacıyla bakımevleri ve hastaneler kurmak; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetleri yürütmek için, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda malî destek sağlanır. Bu amaçla Bakanlık bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu ödeneğin kullanımına ilişkin esas ve usuller, Maliye Bakanlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Diğer Hükümler
Eğitici yayınlar
MADDE 20. – Hayvanların korunması ve refahı amacıyla; yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi esastır. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile özel· televizyon kanallarına ait televizyon programlarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarının programlarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların yapılması zorunludur. Bu yayınların % 20’sinin izlenme ve dinlenme oranı en yüksek saatlerde yapılması esastır. Millî Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, görev alanına giren hususlarda bu maddenin takibi ile yükümlüdürler.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?..
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Sayın Başkan, Komisyonumuz adına, Komisyon Sözcümüz Zeynep Hanım konuşacak.
BAŞKAN – Buyurun efendim.
ÇEVRE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEYNEP KARAHAN USLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının görüşülmekte olan eğitici yayınlar hakkındaki 20 inci maddesi üzerinde Komisyonumuz adına söz istemiş bulunuyorum.
Bilindiği gibi, bugün gündemimizde bulunan Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, ülkemizde uzun yıllardır bu alanda bulunan yasal bir boşluğu doldurmanın yanında, aynı yaşam düzlemini paylaştığımız bu canlıların korunması ve türlerinin devam ettirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Hayvan hakları, bugün, çağdaş dünyanın tartışma gündeminden çıkmış, tıpkı insan hak ve özgürlükleri gibi, toplumsal bellekte yerleşik bir konum kazanmıştır. Ekolojik sistemin devamının temini nasıl evrensel ölçekte bir insanlık ödevi ise, bu sistemin bir parçası olan hayvanların korunması da eşdeğerde önemlidir. Üzerinde görüştüğümüz yasa, geneli itibariyle değerlendirildiğinde, getirdiği düzenlemelerle ülkemizi, hayvan hakları konusunda da Avrupa Birliği normlarına kavuşturacak önemli bir uyum yasasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde, bunların dışında İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya gibi ülkelerde hayvanların korunmasıyla ilgili kapsamlı kanunlar bulunmaktadır. Türkiye, bu tasarının kanunlaşmasıyla, hem Avrupa Birliği yolunda bir adım daha atacak hem de dünyamızı beraber paylaştığımız canlıları yasal olarak koruma altına almış olacaktır.
Tasarı, hayvan haklarına, insan hakları kadar önem vermektedir. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde, bütün hayvanların yaşam önünde eşit doğduğu, varolma, insanlarca gözetilme, bakılma ve korunma hakları olduğu, hayvanlara kötü muamele yapılamayacağı, hayvanlardan insan eğlencesi olarak yararlanılamayacağı, hayvan haklarının hükümet düzeyinde temsil edilmesi ve hayvan haklarının da, insan hakları gibi yasayla korunması gereği gibi, konuyla ilgili ana ilkeler belirtilmektedir.
Tasarı, tüm bu ilkeleri içermekte, hayvanların haklarını, sağlıklarını, korunmalarını ve nesillerinin devamını teminat altına almayı ve getirdiği yüksek para cezalarıyla bu güvenceyi sağlamayı amaçlamaktadır.
Her alanda olduğu gibi, hayvan sevgisinin ve hayvan hakları bilincinin gelişmesi yaygın bir eğitim ve uygar bir kültürle sağlanır. Tasarı, bu bilincin oluşması için verilecek eğitimi 20 nci maddede düzenleyerek, radyo ve televizyonlarda eğitim programlarının yayınlanması şartını getirmiştir. Bu şekilde, hayvan haklarıyla ilgili toplumsal bilincin artırılması ve bu bilincin, yasayla zorunlu hale getirilmesinden ziyade, bir kültür olarak yerleşmesi amaçlanmıştır.
Çok açıktır ki, kanunların uygulamada işlerlik kazanması için, öncelikli olarak toplum tarafından bilinmesini ve benimsenmesini sağlamak gereklidir. Bu açıdan, günümüzde görsel ve işitsel iletişim araçları, kolektif bilinci ve hafızayı oluşturan en yaygın ve etkili vasıtalar olmaları nedeniyle, hem kanunun maddelerinin tanıtılması hem de hayvanların korunmasına yönelik hassasiyetlerin aktive edilmesi açısından son derece belirleyici bir role sahiptir.
Madde aracılığıyla medyaya biçilen ve toplumsal sorumluluk misyonlarıyla da doğrudan bağlantılı bu rol, hükümetimizin hayvanların korunmasına yönelik bu düzenlemesini destekleyici mahiyettedir. Özellikle hayvan refahını sağlamaya yönelik yayınların aylık alt limitinin belirtilmesi ve yüzde 20 gibi küçümsenmeyecek bir miktarının “prime time” olarak kavramlaştırılan en yüksek izlenme oranının olduğu zaman diliminde yer almasının esas olduğunun belirtilmesi, maddenin amacına yönelik olarak sınırlarının ve cezaî müeyyidelerinin net bir biçimde çizilmesinin sağlanması için son derece olumludur. Ayrıca, yine, bu yükümlülüğün kamu ve özel ayırımı yapılmaksızın tüm radyo ve televizyon kuruluşlarına yüklenmiş olması da yerinde bir tercihtir. Bu yayınların radyo ve televizyon kuruluşlarında yayınlanmasıyla, orta vadede, toplumumuzda yüzyıllardan beri var olan hayvanları korumaya yönelik vakıflar açacak kadar ileri bir düzeye ulaşmış olan kendi türümüz dışındaki canlılara yönelik hassasiyetlerimizin daha gelişmiş bir noktaya ulaşacağı kanaatindeyiz.
Toplumun bilgi düzeyinin artmasının, ilgi ve dikkat düzeyini de etkilemesi, son derece beklenebilir bir sonuçtur. Örneğin, bugün ülkemizde Akdeniz fokları, caretta carettalar, kelaynak kuşları gibi, nesli tükenmekte olan ve Türk vatandaşları olarak hepimizin, dünya yüzünde bir canlı türünün var kalabilmesi için sorumluluğumuzun olduğu hayvan türleri mevcuttur; fakat, kimi zaman, ülkemize ayrıcalıklı bir konum kazandıran bu canlıların, belki de ülke sınırları dışında daha fazla tanındıklarını görüyoruz. Şöyle ki, Akdeniz fokları, bu yıl Dünya Doğayı Koruma Örgütü tarafından yapılan ankette, çeşitli ülke vatandaşları tarafından, Avrupa Kıtasının en sevimli hayvanı, yine, aynı örgütün dünya genelinde yaptırdığı ankette ise, dünyanın en sevilen 6 ncı hayvanı seçilmiştir. Acaba, diğer ülke vatandaşları tarafından hayvan türleri içinde ayrıcalıklı bir konum elde eden bu canlılar, ülkemizde de aynı ölçüde bilinmekte midir? Devletin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının sahiplenmeleri dışında, böyle bir ilgiye ya da koruma hassasiyetine mazhar olmaları söz konusu mudur? Eğer öyle ise, 1950’li yıllarda İstanbul sularında dahi görülebilen Akdeniz foklarının sayısı bugün neden 100 civarına düşmüştür?!
Dolayısıyla nesli tükenmekte olsun ya da olmasın, tüm canlı türleri, canlı korumasının önemi ve halkımız aracılığıyla gerçekleştirilecek önlemlerin neler olacağına yönelik bilgiler medya aracılığıyla dolaşıma girdikçe, kamuoyu bilincinin yükseltilmesi, toplumsal hassasiyetlerin daha fazla aktive edilmesi de mümkün olacaktır.
Sonuç olarak, hayvan hakları konusunda ileri düzenlemeleri içeren bu tasarının konuşulmakta olan maddesi de, diğer maddeler gibi, Bakanlığımızın ve Komisyonumuzun içtenlikli gayretleriyle hazırlanarak Yüce Meclisin onayına sunulmuş olup, yürürlüğe girdiği takdirde, yararlı sonuçlara vesile olacağı kanaatinde olduğumu belirtir, tasarı üzerinde birlikte çalıştığımız Çevre Komisyonu mensubu tüm milletvekili arkadaşlarıma ve bu konuda bizimle birlikte olan, emeği geçen bütün paydaşlarımıza teşekkürlerimi arz eder, hazirunu saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Uslu.
Madde üzerinde 1 önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 20 nci maddesinde yer alan· “Millî Eğitim Bakanlığı ile” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını ve “yükümlüdürler” ibaresinin “yükümlüdür” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Eyüp Fatsa / Ordu
···
Zeynep Karahan Uslu / İstanbul
···
Nusret Bayraktar / İstanbul
···
Abdullah Veli Seyda / Şırnak
···
Sabri Varan / Gümüşhane
BAŞKAN – Sayın Komisyon, katılıyor musunuz efendim?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Evet, olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis)- Katılıyoruz Sayın Başkanım.
EYÜP FATSA (Ordu) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde bütünlüğünü sağlamak amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğiniz ve Komisyon ile Hükümetin müspet görüş bildirdiği önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 20 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi okutuyorum:
Trafik kazaları
MADDE 21. – Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi okutuyorum:
Hayvanat bahçeleri
MADDE 22. – İşletme sahipleri ve belediyeler hayvanat bahçelerini, doğal yaşama ortamına en uygun şekilde tanzim etmekle ve ettirmekle yükümlüdürler. Hayvanat bahçelerinin kuruluşu ile çalışma usul ve esasları Tarım ve Köyişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi okutuyorum:
Yasak ve izinler
MADDE 23. – Bu Kanun kapsamında olan ev ve süs· hayvanlarının ticaretinin yapılması, ithalatı ve ihracatı ile her ne şekilde olursa olsun, ülkeden çıkarılması ve sokulması ile ilgili her türlü izin ve işlemlerde Bakanlığın görüşü alınmak kaydıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili birimlerince, yıl içinde yapılan ithalat ve ihracat ile ilgili bilgiler Bakanlığa bildirilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi okutuyorum:
Koruma altına alma
MADDE 24. – Bu Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal ettiği ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Sayın Başkan, bir tashih var; ikinci satırdaki “ihmal ettiği” ibaresinin “ihmal eden” olarak değiştirilmesini teklif ediyoruz.
BAŞKAN – Maddeyi, “ihmal eden” olarak düzeltilmiş şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
25 inci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ KISIM
Cezai Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
İdarî Para Cezası Verme Yetkisi, Cezalar, Ödeme Süresi, Tahsil ve İtiraz
İdarî para cezası verme yetkisi
MADDE 25. – Bu Kanunda öngörülen idarî para cezaları bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen denetime yetkili merci tarafından verilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum:
İdarî cezalara itiraz
MADDE 26. – İdarî para cezalarına karşı cezanın tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde idare mahkemesine dava açılabilir. Davanın açılmış olması idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. Bu konuda idare mahkemelerinin verdiği kararlar kesindir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 26 ncı maddesinin başlığının “İdarî para cezalarına itiraz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Salih Kapusuz / Ankara
···
Eyüp Fatsa / Ordu
···
Nusret Bayraktar / İstanbul
···
Fikret Badazlı / Antalya
···
Halil İbrahim Yılmaz / Kütahya
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:

Tasarının genelinde “idarî para cezası” ibaresi kullanılmış olduğundan, başlığın da buna uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 26 ncı madde kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi okutuyorum:
İdarî para cezalarının ödenme süresi ve tahsili
MADDE 27. – İdarî para cezalarının ödenme süresi cezanın tebliği tarihinden itibaren otuz gündür.
Ceza vermeye yetkili merciler tarafından, Bakanlıkça bastırılan ve dağıtılan makbuz karşılığında verilen para cezaları, ilgilileri tarafından mahallin en büyük mal memurluğuna yatırılır. Yatırılan paranın % 80’i ilgili belediyeye takip eden ay içinde aktarılır. Bu para, tahsisî mahiyette olup amacı dışında kullanılamaz. Bu Kanuna göre verilecek idarî para cezalarında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile ilgili esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Öngörülen süre içinde ödenmeyen para cezaları, gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
28 inci maddeyi okutuyorum:
Cezalar
MADDE 28. – Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir:
a) 4 üncü maddenin (k) bendinin ikinci cümlesi hükmüne aykırı davrananlara, hayvan başına ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
b) 5 inci maddenin birinci, ikinci, üçüncü ve altıncı fıkralarında öngörülen hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına ellimilyon lira, yedinci fıkrasında öngörülen yükümlülük ve yasaklara uymayanlara· hayvan başına yüzellimilyon lira idarî para cezası.
c) 6 ncı maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına beşyüzmilyon lira idarî para cezası.
d) 7 nci maddede yazılan cerrahi amaçlı müdahaleler ile ilgili hükümlere aykırı davrananlara hayvan başına yüzellimilyon· lira idarî para cezası.
e) 8 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı, bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına yedibuçukmilyar lira idarî para cezası; ikinci, üçüncü ve dördüncü· fıkralarına uymayanlara hayvan başına birmilyar lira idarî para cezası.
f) 9 uncu maddede ve çıkarılacak yönetmeliklerinde belirtilen hususlara uymayanlara hayvan başına ikiyüzellimilyon lira; yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapanlara hayvan başına birmilyar lira idarî para cezası.
g) 10 uncu maddede belirtilen hayvan ticareti izni almayanlara ve bu konudaki yasaklara ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası.
h) 11 inci maddenin birinci fıkrasındaki eğitim ile ilgili· yasaklara aykırı davrananlara birmilyarikiyüzellimilyon lira, ikinci fıkrasına aykırı davrananlara hayvan başına· birmilyarikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
ı) 12 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına beşyüzmilyon lira; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına birmilyarikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
j) 13 üncü madde hükümlerine aykırı davrananlara, öldürülen hayvan başına beşyüzmilyon lira idarî para cezası, aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi halinde öldürülen hayvan başına birmilyarikiyüzellimilyon lira para cezası.
k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur.
l) 21 inci maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
m) 22 nci maddeye uymayanlara, hayvanat bahçelerinde kötü şartlarda barındırdıkları hayvan başına altıyüzmilyon lira idarî para cezası.
n) 23 üncü maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî· para cezası.
Bu maddenin (b) bendinde atıfta bulunulan 5 inci maddenin birinci, ikinci ve beşinci fıkraları ile (n) bendi dışında kalan fiillerin, veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri, hayvan toplama, gözetim altına alma, bakma, koruma ile görevlendirilmiş olan kişilerce işlenmesi halinde verilecek ceza iki kat artırılarak uygulanır.
Bu maddede yazılı idarî· para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 28 inci maddesine (k) bendinden sonra gelmek üzere (l) bendi olarak aşağıdaki bendin eklenmesi ve sonraki bentlerin de buna göre teselsül ettirilmesini ve (n) bendinden sonra gelen fıkrada geçen “(n) bendi” ibaresinin “(o) bendi” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(l) RTÜK’ün takibi sonucunda 20 nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına beş milyar lira idarî para cezası”
·
···
Eyüp Fatsa / Ordu
···
Zeynep Uslu / İstanbul
···
Veli Seyda / Şırnak

Nusret Bayraktar / İstanbul
···
Alim Tunç / Uşak

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Orada “maddenin ihlal edildiği her ay için” ifadesi olacaktı.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Bizim önümüzdeki önerge biraz farklı.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, önerge yeniden kaleme alınacak.
Birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.30
·

ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Mevlüt AKGÜN (Karaman)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
446 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
6. – Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ile İçişleri ve Çevre Komisyonları Raporları (1/323) (S. Sayısı: 446) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.
Tasarının 28 inci maddesi üzerindeki önergeyi tekrar okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 446 sıra sayılı kanun tasarısının 28 inci maddesine (k) bendinden sonra gelmek üzere (l) bendi olarak aşağıdaki bendin eklenmesini ve sonraki bentlerin de buna göre teselsül ettirilmesini ve (n) bendinden sonra gelen fıkrada geçen “(n) bendi” ibaresinin “(o) bendi” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
·
···
Fahri Keskin / Eskişehir
···
Sabri Varan / Gümüşhane
···
Zeynep Karahan Uslu / İstanbul
···
Cevdet Erdöl / Trabzon

Nusret Bayraktar / İstanbul

“l) RTÜK’ün takibi sonucu 20 nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına maddenin ihlal edildiği her ay için beş milyar lira idarî para cezası”
BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Eğitim hususunun önemine binaen ve 20 nci maddede yapılan değişikliğe paralellik sağlamak amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Sayın Başkan, maddeye bir ekleme var. Maddenin (e) ve (j) bentlerine “idarî” kelimesinin eklenmesini…
BAŞKAN – Şimdi, maddeyi, (e) ve (j) bentlerine bu eklemeyle birlikte ve kabul edilen önerge doğrultusunda, oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 28 inci madde kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi okutuyorum:
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli, Son ve Geçici Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Birden fazla hükmün ihlâli
MADDE 29. – Bu Kanunda suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri uygulanır.
Fiili ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlâl edenlere daha ağır olan ceza verilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi okutuyorum:
Fiillerin tekrarı
MADDE 30. – Bu Kanunda, ceza hükmü altına alınmış fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir kat, daha fazla tekrarı halinde üç kat artırılarak verilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Son, Geçici Hükümler
Saklı hükümler
MADDE 31. – 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ile 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu hükümleri saklıdır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısının 31 inci maddesinde yer alan “3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
·
···
Canan Arıtman / İzmir
···
R. Kerim Özkan / Burdur
···
Mehmet Işık / Giresun

Atila Emek / Antalya
···
Feridun Ayvazoğlu / Çorum

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan..
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ALİ TOPUZ (İstanbul) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Hayvanları Koruma Yasası Tasarısı, zaten 3285 sayılı Yasadan kaynaklanan sorunları çözmek amacını taşımaktadır. Belediyeler bu yasadaki bazı hükümleri kullanarak, binlerce köpeği itlaf edebilme yetkisine sahiptir. Eğer bu yasa gerçekten hayvanları koruyacaksa, 3285 sayılı Yasanın saklı hükümler içerisinde yer almaması gerekmektedir.
BAŞKAN – Gerekçesini dinlediğiniz, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
31 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun 14 üncü maddesinin (l) bendinde belirtilen hayvanlardan, yurda bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sokulmuş olanların sahipleri; üç ay içerisinde hayvan koruma kurullarına bildirimde bulunarak bunları kayıt altına aldırmak; altı ay içerisinde kısırlaştırarak kısırlaştırıldıklarına ilişkin belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorundadırlar.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2’yi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2. – Bu Kanun gereği çıkarılması gerekli bulunan yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hazırlanır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Geçici madde 2’yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 32. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 33. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.
Sayın Bakan kısa bir teşekkür konuşması yapacaktır.
Buyurun.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Sayın Başkanım, 1995 yılından beri 4 defa Meclise sevk edildiği halde görüşülemeyen Hayvanları Koruma Kanununun hazırlanmasında emeği geçen geçmiş hükümetlere teşekkür ediyoruz; çünkü, altyapıyı onlar oluşturmuşlardır.
Ayrıca, bu kanunun bugün çıkarılmasında, başta zatıâlilerinize, Sayın Meclise, Meclisin personeline ve bürokratlarımıza teşekkür ediyor, bu kanunun milletimize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 29 Haziran 2004 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
İyi akşamlar.
Kapanma Saati : 19.48

Paylaş