Malawi Bloat , hiç şüphesiz Afrika Cichlid akvaryumlarında en yaygın olan ve can sıkıcı bir
hastalıktır.Bu kadar yaygın olmasına rağmen yine de pek az kişi bu hastalığı kavrayıp , tespit
edebilmektedir.Uzmanların konu hakkında ne söylediklerini anlayabilmek için , bu konuyu
araştırırken önemli bir zaman harcadım.Tüm bu çalışmalar sonunda , herkesin aynı fikirde
olmadığı , fakat hastalığın nedenleri , sebep olan zararlılar ve tedavisi hakkında alınmış ortak
kararların olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.Aşağıdaki çalışmam ise çoğunluğun görüşünü
ortaya koymaktadır.Hastalığın bulguları , ilerleyişi ve belirtilerine karşı ilk müdaheleyi anlatarak
başlıyorum.Ardından da hastalıktan korunmak ve tedavi edebilmek için bazı önerilerde
bulunarak toparlayacağım.
Genel:
Şunu söyleyerek başlamalıyım ki ; Malawi Bloat sadece Malawi Cichlidlerini değil , diğer Afrika
Cichlidlerini de ( Victoria , Tanganyika vs… ) etkileyen bir rahatsızlıktır.Bu ölümcül hastalığa
yakalanan tüm Afrika Cichlidlerinin en hassaslarının , temelde bitkisel beslenen balıklar olduğu
görülmektedir.Hastalığın olasılıkları hakkında daha fazla bilgi aşağıda yer almaktadır.
Belirtiler:
İlk belirti genellikle iştahın azalması olur.Eğer bu aşamada tedavi başlamazsa diğer özellikler de
baş gösterir.İkinci safhadaki beliritler , karında anormal şişkinlikler ( bu şişkinlik hastalığa adını
vermiştir ) sık nefes alıp-verme , diğer balıklardan kendini soyutlamak , yüzde beyaz çizikler ,
tankın dibine çöküp öylece yatmak ya da su yüzeyine yakın bölgelerde zamanının uzun kısmını
geçirmek olarak gösterilebilir.Balığın anüsü etrafındaki kızarıklıklar da hastalığı ortaya koyan
belirtilerdendir.Bu safhadaki belirtiler , hastalığın oldukça ilerlemiş olduğu anlamına gelir.Bu
belirtilerin ortaya çıkması beklenirse geç kalınmış olabilir , dolayısıyla önemli olan , ilk belirtiler
ortaya çıktığında çabucak tedaviye geçmektir.Aksi takdirde rahatsızlığa yakalanmış balığın
ölümü kaçınılmazdır.
İkincil safha belirtileri ile birlikte balığın böbrek , karaciğer ve/veya yüzme kesesi derin hasarlar
alır, bundan dolayı durumu idare etme yönündeki tedaviler balığı kurtarma şansınızı
azaltacaktır.İkincil belirtiler gerçekleştiğinde yapılacak bir müdaheleden sonra ( her nekadar bazı
balıkların bu şekilde 1 haftadan uzun bir süre idare ettiğine tanık olsam da ) 24 – 72 saat
içerisinde ölüm gerçekleşir.Bu aşamaya gelmiş bir balığın kurtulması duyulmamış birşey olmasa
da , bugüne kadar bu safhaya ulaşıp da kurtarmayı başarabildiğim hiç olmadı.
Neden Olan Zararlılar:
Bu konu , Bloat hakkında görüş bildirenlerin en çok fikir ayrılıklarına düştükleri konudur.Bazıları
hastalığın bakteri kökenli olduğunu söylerken , diğerleri de buna bir parazitin neden olduğunu
iddia ediyorlar.Hakim olan görüşe rağmen ben , yayınlanmış materyalleri yeniden gözden
geçirdiğimde hastalığa parazitlerin neden olduğuna inandım.
Çoğu araştırmacılar protozoaların , sağlıklı balıkların bağırsaklarında zaten yaşadığını , ancak
stres altında iken üremeye başlayarak zarar verici sayılara ulaştıklarını savunmaktadır.Sayıları
arttığında bu parazitler bağırsak sistemi işleyişinin durmasına yol açar.Balığın bağırsak
sisteminin çökmesi balığın iştahsız olmasının en büyük nedenidir.Parazitler arttıkça istilacı bir
karaktere bürünecek , bağırsağın dışına çıkmak için bağırsak duvarını zorlayarak bloata neden
olacaktır.
Not: Balıklar bloatın onları açlıktan ölmeye zorlaması yüzünden değil , hastalığın organlarına
bıraktığı büyük hasarlar yüzünden ölür.
Diğer önemli bir tartışma konusu ise bu rahatsızlığın bulaşıcı olup olmadığıdır.Benim kişisel
fikrim , hastalığın bulaşıcı olduğu yönündedir.Tecrübelerime dayanarak , bloat sadece tek bir
kurban ile yetinmiyor , genelde üç ya da daha fazla bireye bulaşıyor.Bunun nedeni bütün
balıkların aynı faktör yüzünden savunmasız hale gelmeleri olabilir , fakat ben bu konunun bu
kadar basit olabileceğini düşünmüyorum.Görüldüğü gibi , belirtiler her balıkta , aynı zamanda
ortaya çıkmaz , balıklar daha çok ardarda rahatsızlanırlar.Örnekleyecek olursak ; “A” balığı 1.
günde yem yemez , 2. gün şişkinlikler belirir ve aynı gün “B” balığının iştahının kaçtığını
gözlemleriz , 3. gün “B” balığında şişkinlikler belirir ve bu sefer “C” balığının da yeme
yaklaşmadığını görürüz , gibi…
Bloatın 3 Temel Nedeni:
•Stres: Stresi tetikleyen bir çok faktör olabilir , bu faktörleri liste yapacak olursak , liste
uzar gider.Stresin en temel nedeni ise uzun süreli olarak kötü su koşullarının devam
etmesidir.Su şartlarının bozuk olmasının nedeni de seyrek olarak yapılan su değişimleri ,
yetersiz havalandırma ( denitrifikasyon bakterileri için de gerekir ) ve aşırı yemlemedir.Her üç
faktörün ortak noktası da suda nitrat artışına neden olmalarıdır.Balıklar , hastalıklarla mücadele
ederken birey olarak başarılıdır , fakat ne zamanki kötü su şartlarına uzun süre maruz kalırlar ,
bunun sonucunda strese girerler ve bağışıklık sistemleri yeteri kadar işlev görmez olur ( Tıpkı
insanlarda olduğu gibi ). Stresin diğer kaynakları balığı yakalamak , nakletmek , dengesiz su
değişimleri ve tanktaki diğer balıklardan saklanabilmek için tankta yeterli alan olmamasıdır.
•Tuz: Doğal ortamı daha iyi taklit edebilmek için yaptığımız tuz ( NaCl ) ilavelerinin aşırı
olması.Bu hareketin doğruluğu elbette vardır , çünkü Afrika’nın yarık ( yarılma sonucu oluşan )
gölleri alkali ve sert su değerlerine sahiptir ( pH 8.0 – 8.9 , gH 200 – 400 ppm ) fakat sıradan tuzlar
akvaryum suyunuzu alkali hale getiremeyecektir.Suyu sertleştiren kombinasyon çözünmüş
Kalsiyum ve Magnezyumdur.Eğer akvaryum suyunuz yumuşaksa ve siz bu suyun pH / gH
değerlerini arttırmak istiyorsanız bunu yapabilmek için bir kaç yol bulunmaktadır.Ev yapımı
bufferlar ( Epsom Tuzu , Kaya Tuzu , Kabartma Tozu karışımı ) kolay ve düşük
maliyetlidir.Bunun haricinde bazı firmaların bu iş için ürettikleri ürünler kullanılabilir.Kireçtaşı ya
da mercan kırığı kullanımı , akvaryum suyunuzun pH değerinin yükselmesine katkı
sağlar.Minerallerin uzun süre suda barınamayacağını düşünerek yapılacak düzenli ve sık su
değişiklikleri akıllıca olacaktır.Herhangi bir tahta ya da kütük kullanmanın hiçbir katkısı
olmayacağı gibi , az da olsa pH’ın düşmesine sebep olacaktır , ki bu da bu tip tanklarda bizim
istemediğimiz bir durumdur.
•Yanlış Beslenme Diyeti: Çoğu cichlid – özellikle otçul olanlar – uzun bağırsak
yapılarına sahiptir , bu yüzden yediklerini sindirebilmeleri için nispeten daha uzun sürelere
ihtiyaç duyarlar.Bu nedenle , bağırsak rahatsızlıkları bu tip cichlidler için ortak bir
sorundur.Dolayısıyla yanlış sindirim ve dışkılama , balığın bağırsak duvarını tahriş edebilir , balığı
strese sokabilir ve istilacı parazitlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.Bu , doğada otçul
beslenen , alg kazıyıcı cichlidlerin ( Tropheus ve Pseudotropheuslar gibi ) yüksek oranda protein
içeren ( kankurdu gibi ) ya da et içerikli pellet veya pul yemler ile beslenmeleri sonucunda sık sık
başına gelen birşeydir.Bu bilgiler ve tecrübeler ışığında bazı yemleri bu tip balıklara vermekten
kesinlikle kaçınmalı ve bazı düşük protein içeren yemlerden de ara sıra kullanmak dikkat
edilmesi gereken bir noktadır.
Tedavi:
En başta balığınızın yeme karşı olan isteğini kaybettiğini gözlemlediğinizde ( ağzında yavrusu ,
yumurtası bulunan dişiler tabi ki yem yiyemez , onları hariç tuttuğumu belirteyim ) hemen
ayırmalı ve derhal tedaviye başlamalısınız.Bloat tedavisi için benim bildiğim iki etkili yol
bulunmaktadır.Birincisi ve en yaygını Metranidazol ( Flagyl veya Emtryl ) ikincisi ise
Clout.Tedaviye başlamadan önce % 30 su değişimi yapılmalı , havalandırma arttırılmalı , takip
eden günde ise % 50 su değişimi yapılmalıdır.Biyolojik filtrasyon yapan ekipmanlarınızı da bu
süre boyunca durdurmak iyi bir fikir olabilir ( her nekadar kullanacağınız ilaçların denitrifikasyon
bakterilerine zarar vermediği iddia edilse de ) Eğer tedavi uygulayacağınız akvaryum normalde
kullanımda olmayan , tedavi amaçlı bir tank ise ilk bahsettiğim %30 su değişimini yapmak
gerekmemektedir.%50 su değişimi kısmen önemlidir çünkü tedavinin devam süresi boyunca su
değişimi yapmayacaksınız.Çıkarmış olduğunuz filtredeki bakteri yaşamının devamı için , filtreyi
içi su dolu bir kovada çalıştırmak gereklidir.
Tedavide ilave olarak kullanacağınız her iki ilaç için de ( Metranidazol veya Clout ) yanında
Epsom Tuzu/Kaya Tuzu karışımının kullanılması önerilir.Her iki tuzu da %50 – %50 oranında
karıştırın ve bu karışımı her 10 galon ( yaklaşık 38 lt ) akvaryum suyuna karşılık olarak bir avuç
dolusu miktarda atın.Epsom tuzu , doğal bir müshildir ve bloata yakalanmış olan balığın
karnındaki şişkinliğin inmesine katkı yapacaktır.
Tedaviyi Metranidazol ile yapıyorsanız , ilacı her 10 galon su için 100 mg uygulayın.İhtiyaç olursa
, takip eden iki gün de aynı dozajda ilaç kullanın.Balık , genelde 1 hafta içerisinde ( tabi bu süre
zarfında sağ kalabilirse ) kendini tamamiyle toparlayacaktır.Balığın kendini toparladığını
anlayabilmek çok uzun sürmez , balığın eski iştahlılığına kavuştuğu gözlemlenir.Küçük bir kaba ,
tanktan biraz su alarak kullanacağınız yem ile bir ölçü ilacı karıştırdıktan sonra , yemlerin
yumuşadığını görünce tüm karışımı tanka boşaltabilirsiniz.İlacı kullanırken , eğer varsa UV
cihazlarınızı , kimyasal filtrasyon yapan ( aktif karbon vs.. ) malzemeleri çıkarın.Tedavi
sonuçlandıktan sonra %50 su değişimi yapmanız önerilir.
Bloatın Clout ile tedavisi nispeten daha kolaydır.Yukarıda da bahsettiğim gibi tedaviye
başlamadan önce aktif karbon gibi ilacın etkisini absorbe edebilecek , düşürecek tip malzemeleri
kullanmayınız. %30 – %40 su değişimi ile tedaviye başlayınız.Küçük bir kaba tanktan su alıp ,
içerisine her 10 galon ( yaklaşık 38 lt ) su için 1 tablet Clout uygulamak idealdir.İlaç , su içerisinde
iyice çözündükten sonra karışımı tanka dökerken acele etmeyiniz , dikkatlice ve sabırla ( belki
tüm dozajı vermeniz yarım saatinizi alabilir ) tanka boşaltınız.Çünkü bu ilaç çok güçlü tesirlidir ve
kullanmadan önce kullanım talimatlarını okumanız yararınızadır , böylece zaten stres yüklü olan
balığı şoka uğratma riskini ortadan kaldırmış olursunuz.Tabi bundan önce %30 – %40 su
değişimini yapmayı unutmayınız.Günlük olarak su değişimi yapmak Clouttan maksimum verim
alabilmek için şarttır.Ayrıca su değişimi eski ve etkisini kaybetmiş kimyasalı ( ilacı ) sudan dışarı
atmanıza yardımcı olur.Eğer vücuttaki iltihap çok şiddetli değilse 3 günlük Clout tedavisi yeterli
olacaktır.Şiddetli ise genelde 5 günlük tedavi yeterlidir.5 günlük tedavinin de yeterli gelmediği bir
durumda ise , tedaviye vereceğimiz 2 günlük aradan sonra aynı tedaviyi tekrar uygulamak
gerekir.Tedavi bittikten ve son dozu vermenizin üzerinden 24 saat geçtikten sonra son bir kez
daha su değişimi yapınız.
Her iki ilaç da bloata karşı etkilidir.Clout , özellikle balıklar için üretilmiş güçlü bir ilaçtır.İçine
Metranidazolun da dahil olduğu diğer bir çok ilaç , insanlar için üretilenlerin birer
kopyasıdır.Tecrübelerime dayanarak , Metranidazol sadece hastalığın yayılmasını önlemekte işe
yarıyor.Durumu iyiye götürmede nispeten daha az etkilidir.Clout , bloata yakalanmış balığın
tedavi edilmesinde daha etkilidir , ancak şunu belirtmeliyim ki ; Clout , tankınızdaki silikonu ve
hava hortumlarını maviye boyayacaktır.Eğer dikkatli olunmazsa temas ettiği çoğu şey üzerinde
aynı etkiyi bırakacaktır.
İlave Not:
Bu tip ilaçları kullanırken tankınızda açık olan aydınlatma armatürlerini de
kapatmalısınız.Her iki ilaç da UV ışınları tarafından yok edilebilecek bir içeriğe sahip değildir ,
ancak tankınızın karanlık ve loş olması balığınızın rahatlamasına ve iyileşmesine katkıda
bulunacaktır.
Metranidazol 80ºF ( yaklaşık 26,66ºC ) gibi yüksek sıcaklıklarda daha randımanlı
olabilmektedir.Bu durumda da havalandırma arttırılmalıdır , çünkü sıcaklık yükseldikçe sudaki
oksijen oranı azalacaktır.Su sıcaklığını yükseltmek etkili bir yol olabilir , çünkü balığın
metabolizması hızlanacak ve bağışıklığını arttıracaktır.
Kaynak: Marc Elieson